Bilge Kaan; Ey Türk Beyleri, Milletim, İşitin! Yukarıda Gök çökmedikçe, Aşağıda Yer delinmedikçe, Türk Ulusu senin Ülkeni kim alabilir? Ey Türk Ulusu Çıplaktınız giydirdim. Bölüktünüz birleştirdim” demişti.
Bilge Kaan'ın öğüdünden ortaya çıkan gerçek şudur! Bir araya gelirseniz aç da, çıplak da kalmazsınız! Bu değer ölçüsü çağımızın Avrasya felsefesinin anayasası olmalıdır. Avrasya birlikteliği bu görüş ve düşünce ortamında geliştiğinde yarınlarımız daha güvenli, daha büyük ve daha görkemli olacaktır. 
Bizden sonra geleceklere daha birikimli, daha ileri, daha zengin ve daha hoşgörülü bir coğrafya bırakmakla yükümlüyüz. 
Batının zenginliğini Avrasya'da sahip olduğumuz birikimlerimizle yakalayabiliriz. Bu da ancak sistemli bir çalışmanın sonucunda gerçekleşebilir. Sistem iyi kurulduğu takdirde hangi ülke olursa olsun, işi iyi gidecektir. Bu arada Avrasya'da rekabet denen nesneyi de unutmamamız  gerekir. 
Yaratıcılık, verimlilik, devamlılık, kaliteli ve ucuz mal ve hizmet üreterek güvenirliği elde edebilmek için   sivil toplum kimliğimizle yaptığımız çalışmalar tarihe tanıklık etmesi ve o günün şartlarıyla Avrasya felsefesine hangi boyutlarda yaklaştığımın izlerinin hafızalarda kalması düşüncesiyle hazırlanmıştır.
Takdir edersiniz ki; düşüncelerimde ve yazılarımda Avrasya felsefesine verdiğimiz önemi görecek ve  Türkiye’nin Avrasya’da sahip bulunduğu ağırlığa da şahit olacaksınız.