TARİHİ FIRSAT
Türkiye’nin ilk Anayasası 1876’da II. Abdülhamit devrinde Mithat Paşa tarafından hazırlanan Kanuni Esasî’dir ve ömrü 48 yıl olmuştur.
Ülkemizin istenilen seviyede kalkınamaması, ekonomik ve siyasi istikrara kavuşamamasının en önemli sebeplerinden birinin ihtilâlcilerin yaptığı Anayasa ve Seçim Sisteminden kaynaklandığını bu köşedeki önceki yazılarımda anlatmaya çalışmıştım.
Geç kalınmış olsa da, iktidar partisinin Anayasa değişikliği için çalışmalar başlatması doğru ve sevindirici bir karardır.
Siyasi değişikliğine gidilmiş olmasıyla mevcut Anayasanın artık gerçekleştirilen toplumsal ve siyasal gelişmelere yaşadığı çelişkinin büyüyerek sürdürülemez hale gelmesi ortaya çıkmış bulunmaktadır.
Geçmişte Anayasayı değiştirmek için iktidarlar tarafından teşebbüslerde bulunulmuş, fakat yeterli çoğunluk sağlanamadığı için sivil bir Anayasa yapılamamış, ancak zaruret oluşturan konularda Anayasanın bazı maddeleri değiştirilebilmiş, yapılan bazı değişiklikler ile Anayasa yamalı bohçaya dönmüştür.
DP, AP, ANAP ve zaman zaman kurulan koalisyon partilerinden kim hükümet kurarsa kursun Devlet için değil iktidar yapısını değiştirmeye kimsenin gücü yetmemiş, T.B.M.M.’nde Anayasa değişikliği için yeterli sayı bulunamamıştır. Bu bakımdan sistem değişimi demokratikleşme süresinde tarihi bir fırsat yaratmış, fakat bu değişim gerçekleştirildikten sonra onun eski kurumsal yapılarla birlikte sürdürmek oldukça sorunludur. Bugün yaşanılan sorunların altında bunun payı vardır. Burada bütün siyasal kurumların yeniden yeni sisteme göre yapılandırılması gerekmektedir. Onu yeniden düzenleyen üst normatif sistem değişmeden bu büyük reformu gerçekleştirebilmek mümkün görülmemektedir.
Türkiye’nin 21 ve 24 Anayasalarının olağanüstü şartlarda yapıldığı düşünülürse, onlardan sonra bütün Anayasaların anti demokratik dönemlerde ve ortamlarda yapıldığını tespit etmek mümkündür. Bu Anayasalar üzerinde demokratikleşme süreçlerinde yapılan kısmi değişiklikler darbe Anayasalarının yapısını değiştirmemiştir. Şimdi ilk defa meclisin önüne yeni bir sivil Anayasa yapma imkânı bulunmaktadır.
Eğer Cumhur ittifakı, Millet İttifakı ve diğer partilerle ciddi bir istişarede bulunursa, onların görüş ve önerilerini alırsa, muhalefet partileri de samimi bir şekilde yeni yapılacak sivil Anayasaya katkıda bulunurlarsa, bu suretle yeni Anayasa Ülkemizin önünü açacak ve Türkiye siyasi istikrara kavuşacaktır. Sadece siyasi partiler değil, ilgili tüm kurum ve kuruluşlar bu toplumsal sözleşmenin gerçekleştirilmesi için üzerlerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getirmelidirler.
Tabi ki bu konuda en büyük görev ve sorumluluk T.B.M.M.’ndeki Milletvekillerimize düşmektedir. Yeterli çoğunluğun sağlanması için, Milletvekillerimiz Ülkenin menfaatlerini birinci derecede düşünmelidirler. Bu konuda siyasi menfaat sağlamak için hareket eden milletvekili ve siyasi parti grupları bunun müsebbibi olacaklar ve önümüzdeki seçimlerde yüce Milletimizden karşılığını bulacaklardır. Bu nedenle kendi bindikleri dalı kesmemelidirler.
Bu sivil Anayasanın çıkması Ülkemiz sorunlarının çözümünde büyük katkı sağlayacak ve bunu başaran siyasi partiler de tabi ki aziz Milletimizden destek bulacaklardır. Yeni Anayasanın şeffaf, güvenliği, özgürlüğü ve refahı, adalet, hukukun ve milli iradenin üstünlüğünü esas alan, ekonomik ve siyasi istikrarı sağlayacak, çağın sorunlarına çözüm bulabilecek bir Anayasa olabilmesi için, siyasi partilerin, akademisyenlerin, üniversitelerin, sivil toplum kuruluşlarının, medya mensuplarının velhasıl tüm fikir, düşünce ve aksiyon insanlarının görüş ve önerilerinin alınması ve milli iradenin de onayı ile toplumsal milli mutabakat sağlanacak olursa, tarihi fırsat en iyi şekilde yerine gelmiş olacaktır.
Sağlıcakla kalın.