METİN YILGÖR

METİN YILGÖR

TARİHTEN BİR YAPRAK

Bugün sizlere İstanbul”un iki ünlü dikili taşını anlatacağım;  her hafta olmasa da tarihin zaman tünelinde arada sırada dolaşacak ve geçmişin güzelliklerinden söz edeceğiz.

 

İlk taşımız “ Kız Taşı “ eskiden bir evin bahçesinde bulunan Fatih semtindeki Kız Taşı 1908 büyük  yangınından sonra bir meydanın ortasında kalmıştı,  on metre yüksekliğindeki yekpare granit olan sütunun üzerinde bir zamanlar imparator Marsinye”nin ( 450 – 457) bir heykeli varmış . Korent  mermerinden yapılan alt kaide de kabartma işlemeler bulunur, kaidenin ön yüzünde iki peri resmi işlenmiştir, latince bazı sözcükler varsada zamanla tahrip olmuştur.

 

Bizans efsanesinde günahkar olan genç kızlar bu taşın önünden geçtiklerinde taş hafifçe eğilerek günahkar olanı işaret edermiş , imparator Jüstinyen”in çok sevdiği baldızı bu taşın önünden geçerken taşın eğildiği haberi gelince günahkar olduğuna inanılan genç kızı cellatlarına teslim etmiştir. Bu tarihi taşı Süleymaniye camii inşaa edilirken yerinden sökülerek caminin istinat direklerinden biri olarak kullanılmıştır.

 

Bugün ise halen söz konusu ola Kız Taşı imparator Marsiyen”in heykelinin baki kalan kaidesi olup Kız Taşı olarak anılmaya başlanmış ve Bizans efsanesi de bu taşa izafe olunmuştur.

 

İkinci taşımız Got Sütunudur ; saray burnunda Topkapı Sarayının üçüncü kapısı önünde dikili taş bu adı taşır, bazı bizans kaynaklarına göre bu sütunun üzerinde Bizans şehrini kuran Magaryalı Byzas “ı heykeli varmış , latince kitabesinde de mağlup olan Got lar için dikilmiştir diye yazmaktadır.

 

Bu sütun yeni sarayın bahçeleri içinde bulunduğundan bazı yaz günleri buraya sarayın kadınları inerek saz çalar şarkı söyler piknik yapar eğlenirlermiş, özel izinlerle de görevli olan veya ziyarete gelen yabancı mimarlar ve hekimler hatıralarında bu bahçe içindeki Got sütunundan sık sık söz etmişlerdir.

 

Değerli okurlarım, gelecek haftaki konumuz , Vicdan  ve Merhamet üzerine olacak . Sabahlarınız herzaman aydınlık, geceleriniz huzurlu olsun.

<