NURAY ÇAĞLAR

NURAY ÇAĞLAR

TAŞ YERİNDE AĞIRDIR

 Bizde bir laf vardır; Taş yerinde ağırdır.

Bir dakika önce gözünüz çok güzel görünen, öpmeye, koklamaya kıyamadığın bir şey birkaç saniye sonra midenizi bulandıracak bir çöp oluverir…

Daha dün dakikalarca ayakta alkışladığınız sanatçı, kimi zaman aynı sanatını başka bir alanda icra ederken sizin duyacağınız ses “bir gürültü gibi” gelebilir…

Dün çok sevdiğiniz bir kız uğruna şarkılar yazdığınız. Her fırsatta serenatlar ( Geceleyin ve açık havada, bir müzik aracıyla ve şarkıyla, sevgiliye verilen küçük konser) söylediğiniz sevgili bir anda gözünüzde başka bir kimlikle nefretlik hale gelebilir…

Sergi salonunda hayranlık seyrettiğiniz bir tabloya bir başka alanda hiçte ilgi duymayabilirsiniz…

Örnekleri çoğaltmak mümkün…

Belki hatırlarsınız, şöyle bir anlatı vardır; Hoca sınıfa girer ve can alıcı soruyu sorar: Çöp nedir?

Öğrenciler çöpü yaşamlarındaki şekliyle anlatmaya çalışırlar.

Hoca uyarır onlar çöp değil artıklardır…

Kıymetli bir şeyin olması gereken yerde değil olmaması gereken bir yerde ortaya çıkmasıdır ve anlatır…

“Bir sevgiliniz var saçını her gün okşuyor ve kokluyorsunuz… O saç sizin için sevginin ve aşkın en yüksek noktası yani simgesidir.…

Birkaç dakika sonra yemek için masaya oturursunuz.. Ama bir de bakıyorsunuz ki; biraz önce okşayıp sevdiğiniz sevgilinizin saçı yemeğin içinde…

Mideniz bulanıyor hatta masayı bile terk ediyorsunuz. İşte çöp odur. Olduğu yerde değil başka bir yere gidince değersizleşiyor çirkinleşiyor...”

Belki uç bir örnek oldu bu öykü…

Taş yerinde ağırdır sözünün bir başka kanıtı;

“Yer New York metrosu. Bir kemancı 45 dakika boyunca keman çalıyor. Birkaç alkış dışında 25-30 dolar bahşiş topluyor. 

Oysa o kemancı dünyanın en iyi müzisyenlerinden biri olan Joshua Bell'di.  

 O metroda Joshua, 3.5 milyon dolarlık bir kemanıyla şimdiye kadar yazılmış en karmaşık parçalardan birini çaldı.

 Metrodan sadece iki gün önce Joshua Bell, Boston'daki bir tiyatroda kapalı gişe sahne almıştı ve koltukların ortalaması yaklaşık 100 dolardı.”

İşte böylesine bir öykü…

Yani dünyanın en ünlü kemancısı sıradan bir alanda sadece bir sokak çalgısı oluveriyor…

Bunun örneğini birçok alanda görüyoruz…

Siyasette, basında, sinemada, iş dünyasında…. Parti değiştiren siyasetçi eski başarısını yakalayamıyor…

Bir mecrada mecra da başarılı olan gazeteci, yeni mecrasında beklediği tirajı yakalayamıyor…

Sinema oyuncusu karakter değiştirince pekte etkili olamıyor…

Sahnelerin süper yıldızı sanatında kulvar değiştirince ilgi görmüyor,

Bu metro denemesi sıradan bir ortamda olağanüstü olanın parlamadığını ve çoğu zaman gözden kaçtığını ve hatta küçümsendiğini kanıtlar nitelikte.

 Mükemmel olabilirsiniz ama takdir görmüyorsanız sakin olun ve ait olduğunuz yere doğru ilerleyin yeteneğiniz doğru yerde kıymet görecektir.”

Kısaca taş yerinde ağır… Ağır olduğunuz yeri biliniz…

<