TAŞIMACILIKTA ÖĞRENCİNİN PERİŞANLIĞI
Halen Lefkoşa’da sürmekte olan öğrenci toplu taşımacılığı eylemleri, çoğu öğrenciyi ve öğrenci velilerini müthiş rahatsız etmiştir. Bu eylemin ne zaman biteceği de henüz belli değil.
Yapılan açıklamalarda KAT-İŞ’in bir mağduriyeti var görünüyor. Bu bağlamda “Hükümet bizi görüşmeye çağırsın” diyorlar ama hükümet de bir türlü masaya çağırmıyor.
Bu meselede tarafların mutlaka bir anlaşmaya varması gerekiyor. Aksi takdirde öğrenciler bu eylem süresinde perişan olmaya devam edecek.
Hani “bir inat bir murat”dedikleri söz var ya. Galiba bu iş de inatlaşma noktasına geldi.
KAR-İŞ’in eylemleri sadece kamu araçlarında değil, özel okulların taşımacılarına yöneliktir de ayrıca. Yani konu daha da genelleşerek hak arayışına gidiyor taşımacılar.
Taşımacıların yapmış oldukları açıklamada şu ifadeler vardır:
“Mevcut sistem sürdürülebilir değildir. Otobüs tarifelerinde yıllardır düzenleme yapılmamış ama defalarca akaryakıt ve yedek parçaların girdi fiyatları, taşımacıları etkilemiştir.”
Bu istemler düşünüldüğünde mantıklı değil mi, diye düşündüm. Bana mantıklı gibi geliyor KAR-İŞ’in açıklamaları.
Şayet taşımacılar astronomik bir atış istiyorlarsa elbette iki taraf arasında ihtilaf olacaktır. Lakin mantık çerçevesinde ortak noktayı bulup sorun çözülmezse, bu karmaşa devam edecek.
Mesela akaryakıt da, araç yedek parçaları da tümden dövize endekslidir. O bağlamda dövüz fırlayınca, herşeyi etkiliyor. Döviz dalgalanması hemen hemen tüm ithal mallara yansıyor. Bütün bunlar da dikkate alınarak masaya oturulup ortak paydada buluşma mümkün olursa, herhalde sorun da çözülmüş olur.
Bu kaos devam ederken ülkenin genel toplu taşımacılığına da değinelim...
Şu bizim minnacık Kıbrıs’ımızda toplu taşımacılığın tam anlamı ile hayat bulduğunu söylemek çok zor. Genel olarak bütün ailelere bakınız, orta ve ortanın üzerindeki aile bireylerinin hemen hemen hepsinin ayrı ayrı arabaları vardır, işlerine gidip gelebilmek için. Temizleyici kadınlar bile ev temizliğine arabaları ile gidiyorlar. Ailelerde neden birden fazla araç var? Sağlıklı ve sistemli bir toplu taşımacılık olmadığı için.
Bilmem sizlerin de başına gelir mi...
Bazen trafiğin ortasında giderken, önümdeki otobüsün durup yolcu indirdiğine veya yolcu aldığına şahit olmuşumdur. Kimin umurunda arkadaki araç kuyruğundan. Bu konuda Trafik Dairesi’nin de uyarılması gerekir. O zaman şu soruyu soruyorum!
Otobüsler neden otobüs duraklarında durup yolcu alıp, yolcu indirmiyorlar? Veya trafik konvoyunda sırf yolcu avlamak için duraksayarak gitmek gibi...
Şayet sistemli otobüs veya minibüs seferleri olsa, herhalde ülkede ailelerin de bu kadar araç almalarına hiç gerek olmazdı. Lakin maalesef istenen düzeyde toplu taşımacılık yapılamadı.
KAR-İŞ’le hükümet arasındaki ihtilaf bir yana, sanırım en sistemli çalışan, gerek kamu, gerekse özel okul taşımacılığı, genel otobüs taşımacılığından çok daha iyi yapılabiliyor.
Özellikle özel okul taşımacıları, tıkır tıkır öğrencileri evlerinden alıp, evlerine bırakıyorlar.
Ticarette bir “kalite-kontrol” sistemi vardır. Taşımacılıkta kalite kontrol var mı? Bilemiyorum... Eskiyen otobüslerin yenilenmesi, iç ve dış görünüm ve aracın daha randımanlı çalışabilmesi filan tamam mı?
Çok gelişmiş ülkelerde veya şöyle diyelim... Trafik ve taşımacılıkta çağı yakalamış ülkelerde otobüsler bir saat gibi çalışıp, yolcuları müthiş rahatlatıyor. Özellikle soğuk ve karlı ülkelerde sistemli taşımacılık çok önemlidir. Yolcular otobüs durağına gidip binecekleri numaralanmış otobüsü beklerken, birden bekledikleri otobüsün gelişiyle gidecekleri yere giderler. Tabii ki otobüs dolunca da doğru geçiyor durağı.
Mesela İstanbul’da bir zamanlar toplu taşımacılık tam bir rezaletti. Adeta insanlar üzüm salkımı veya pestil gibi otobüsün içine tıkılıp, gidecekleri yere öyle giderlerdi. Şimdilerde ise İstanbul toplu taşımacılıkta hayli gelişmiş ve sistemleşmiş. Sadece İstanbul’da değil. Diğer büyük kentlerde de toplu taşımacılık bir saat gibi çalışıyor. Bunlara bir de metrolar eklenince, şehir ve yolcu rahatlıyor.
O bağlamda adam olmak için daha yiyeceğimiz çok ekmek vardır bu alanda. Daha ne diyelim ki... İşte taşımacılıkta bir karmaşa...