TAŞLARI YERE BAĞLAYIP
Bir gün Hoca baş kadıya davete gider Konya'ya
Merkebi bağlar bir hana, kendi ise yürür yaya
Kadıyla hoş sohbet derken girerler güncel konuya
Hoca'nın isteği bitmez dokunur sabuna suya
Bazen kadı kaş çatarak yanlış yorumlar gidişi
Hoca'nın nüktedanlığı tatlıya çevirir işi
Bir gün boyu böyle sürer Hoca kadı konuşması
Kadıyı pek memnun eder Hoca ile tanışması
Hoca teşekkür ederek der tevazu buyurdunuz
Siz incelik göstererek çok zahmette bulundunuz
Vedalaşıp ayrılırlar Hoca koyulur yoluna
Hava sıcak dayanamaz cübbeyi alır koluna
Şöyle biraz seyre dalar görülecek eserleri
Ne de güzel yapmışlar der seyretmek zevk bu yerleri
Böyle gezip dolaşırken bir köpek fırlar önüne
Cübbesini siper yapar köpek saldırmakta yine
Hangi taşa elini atsa sökemez yerdeki taşı
Şaşılacak şey doğrusu, hangi akıllının işi
Ne garip der Konyalılar, bakınarak sağa sola
Taşları yere bağlayıp, itleri salmışlar yola.