TEHLİKE KAPIMIZDA
Rusya Devlet Başkanı PUTIN’in, Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçı bölgelerin bağımsızlığını tanıması ve bölgeye “Barış Gücü” adı altında çıkarma yapması, küresel çapta karşılık buldu. Batı’da Rusya’ya karşı yaptırım adımları peş peşe gelmeye başladı.
Cumhurbaşkanı ERDOĞAN’ın ve Dışişleri Bakanı’nın yaptığı açıklamalarda, Rusya’nın kararının Ukrayna’nın siyasi birliğinin, egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün “açık ihlali” olduğunu belirtildi. Dışişleri Bakanlığı “Tanıma kararının MİNSK Antlaşmasına aykırı ve kabul edilemez” ifadesini kullandı.
Bir tarafta Rusya ve bir tarafta A.B.D. Türkiye yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal misali, iki derede-bir arada kalmış durumda.
Rusya’nın bütün politikalarını Doğu Avrupa ve Karadeniz’e yöneltmesi ve bunun yaratacağı gerginliğin Türkiye’ye yaradığı kaçınılmazdır. Türkiye ile yeni pazarlıklar başlayacak ve bir sürü senaryolar gündeme gelecek. Biz, bu dengeyi nasıl kuracağız? Bu, Ülkemiz gündemini ister istemez belirli bir süre işgal edecek. Montrö konusunda Türkiye’ye baskı başladı. Şu an sadece Karadeniz’de tatbikat yapıyorlar. Ukrayna’nın ticaretini engelleyecek harekâtlar başlatıldı. Türkiye’nin coğrafyası büyük ve savunması zor. Nükleer Santral ve doğal gaz bağlantıları var. Bunlar Rusya’nın elinde ciddi koz. Büyük pazarlıklar sürüyor. Bir taraftan da NATO toplantılarında alınan kararlara uyma mecburiyeti.
ÖYLEYSE RUSYA NE İSTİYOR ?
Komşu Ukrayna topraklarından bizim ulusal güvenliğimize yönelik tehditler yükselmemesini istiyor.
Donetsk ve Luhansk’taki Rus nüfusun, anadillerinde konuşma ve okuma hakları da dâhil, ulusal haklarına saygı gösterilmesini ve bunun mevzuatta belirtilmesini istiyor.
Bizim Rusya’nın güvenliği ile ilgili insanların yaşamı ve refahını sağlayamaya ihtiyacımız var. Bunu engelleyen ve engelleyebilecek her şeye karşı koyarak çabalıyoruz. Bildiğimizi yapmaya çalışıyoruz.
Bu gelişmeler piyasaları derinden etkiledi. Küresel çapta borsalarda düşüş yaşanırken, altında ve petrol fiyatlarında yükseliş ve kripto para piyasalarında gerilemeler oldu. En korkulan tahmin, Rus Ordusu’nun Kiev’i hedef alması. Ben bu senaryonun yakın gelecekte şansının olmadığı kanaatindeyim. Ve ülkemizin Rusya-Ukrayna gerilimi Dünya’nın en önemli gündem maddesi gelmesi Dünya liderlerinin gerilimi azaltmak için ardı ardına görüşmeler ve açıklamalar yapsa da Rusya Devlet Başkanı PUTIN’in Rusya’nın “Ukrayna’daki ayrılıkçı bölgeleri ayırıp, bölgeye barış gücü yollayacağını” açıklaması Dünya’da şok etkisi yarattı. Petrol fiyatları son yedi yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Altın fiyatları da 1 Haziran 2021’den beri en yüksek seviyeyi görerek, sekiz ayın zirvesine ulaştı. Dolar’da artış yaşanırken, kripto paralarda sert düşüş oldu.
PUTIN’in bu hamlesi, doğalgaz konusunda Avrupa’yı titretti. Moskova’ya karşı ilk büyük hamleyi Rusya ile Kuzey Akım-2 projesini askıya alan Almanya yaptı. Ancak birçok Avrupa ülkesinin doğalgazda Rusya’ya bağımlı olması, ambargo konusunda A.B.’nin elini zayıflatıyor. Bütün dikkatlerin üzerine çevrildiği A.B.D. Başkanı BIDEN ise Rusya’nın iki büyük finans kuruluşu ve askeri bankalarına yaptırım uygulaması, Rusya’nın artık A.B.D. ve Avrupa’da borçlanma imkânı olmayacağı, Batı finansmanı ile irtibatının kesileceğini göstermektedir.
Türkiye stratejik ürün olan buğdayda ithalatının %85’ini Rusya ve Ukrayna’dan yapıyor olması, yaşanabilecek fiyat dalgalanmalarının unlu mamüllere yansıyabileceği, bunun da ekonomiyi olumsuz etkileyeceği düşünülüyor.
Rusya ile ekonomik ilişkilerin önemli bir ayağını da enerji ve turizm oluşturuyor. İki ülkenin de turist rezervasyonları kesilmiş durumda. Türkiye, geçen Kasım ayı itibari ile doğal gazının %32’sini ve petrolünün ise %24’ünü Rusya’dan gerçekleştirmekte.
Rusya – Ukrayna krizinin Türkiye’ye ilk faturası belli ki akaryakıt fiyatları olacak.
Bu gerilimin gerçek maliyetinin ne olacağını, A.B.D. ve A.B.’nin yaptırımları tam olarak belli olduktan sonra görebileceğiz. Ayrıca, ekonomik maliyetin yanı sıra, bu işin bir de siyasi boyutu var.
Gelelim daha önemli meseleye. Rusya’ya karşı alınan yaptırım kararlarına uyup uymamak Türkiye’nin bileceği bir iş. Sonuçta batıda kalmanın koşulu haline gelecek bu yaptırımlara uyup uymama işi. Daha önemli olan Moskova ile Libya – Suriye gibi gerilim yaşayacağız. Yani, durum yeni koşullar oluşturacak.
Mevcut krizden çıkış için, en makul yol, iki taraf arasında bir güven ortamı yaratarak, soğuk savaş sonrası dönemde olduğu gibi yeni bir Avrupa güvenlik mimarisi oluşturulması müzakerelerine başlanılmasıdır. Ancak, son zamanlarda gerçekleştirilen kuvvet intikalleri ve temaslardaki sertleşme, bunun çok uzağında olunduğunu göstermektedir.
Böyle zamanlarda izlenecek yol; rahmetli Mustafa Kemal ATATÜRK’ün gösterdiği yoldur:
“YURTTA SULH, CİHANDA SULH”
Sağlıcakla kalın.