ZAFER BENGİ

ZAFER BENGİ

"Tencere dibin kara..."

Yine bir sözle giriş yapacağım yazıma:

Oh ne ala memleket, buz gibi kasaba...

Bu cümleyi rahmetli babam çok kullanırdı.

Memleket güzel ama, içerisi (halkı) soğuk...” demekmiş!

Şimdi siz de düşünün!

***

Farkında mısınız?

Son günlerde, TV’lerin kadrolu, her konunun “uzman”ları (!) yine birbirlerine girmeye başladı.

Geçen hafta Cuma günü HaberTürk’te yayınlanan “Enine Boyuna” programında, önce Doğu Perinçek ile İyi Parti’li Ümit Dikbayır sert tartıştı.

Allah’dan Perinçek Ankara’da, Dikbayır İstanbul’da idi...

Konu malum, İyi Parti Grup Toplantısı’nda konuşan Doğu Türkistan’lı kadın.

Amaç, Doğu Türkistan’da yaşayan soydaşlarımıza yapılan “İŞKENCE”lere insanlığın dikkatini çekmek. Perinçek malum. Hemen o kadının “terörist” olduğunu, Türk askerlerine kurşun sıktığını, Uygur Türkleri’ne işkence yapılmadığını söyleyerek, İyi Parti’nin “Fetö”cü, hatta “PKK”lı, “HDP destekcisi” ve “Milliyetçi” olmadığını, her konuda olduğu gibi, Amerikan uşağı olduğunu ileri sürerek sert eleştirdi.

Şaşırmadım elbette. Perinçek’in her zamanki durduğu yer...

Ama, yine de kararı siz verin!

***

Programın sonlarına doğru iş çığrından çıktı!

Telefondaki konuğun bağlandıktan sonra amacının söz hakkı olmadığı anlaşıldı, ama nafile...

Adının geçtiğini belirterek TV’ye bağlanan gazeteci Hilal Kaplan, önce moderatör Hülya Hökenek’e, sonra İsmail Saymaz’a, en sonunda da TV’nin sahibi Turgay Ciner’e açtı ağzını yumdu gözünü!

Önce Hökenek’in Apo hayranı, PKK destekcisi olduğunu, Fatih Altaylı’yla röportaja gittiği için, HaberTürk’e Altaylı’nın torpiliyle girdiğini peş peşe söyledi Kaplan...

Hökenek de cevap vermeye çalışırken, Kaplan bu defa Saymaz’ı diline dolandırdı, onun “Fetö”cü, “PKK sempatizanı” olduğunu öne sürdü. Tam bu sırada hem cinsi ve meslektaşı Nihal Bengisu Karaca’ya saymaya başlayacaktı ki, tartışma karmaşasında TV’nin sahibine verdi veriştirdi.

Kanal da, Hilal Kaplan’ın amacının farklı olduğu gerekçesiyle bağlantıyı kesti.

Hemen sonra da, İsmail SaymazHilal Kaplan’ın kendine göre kirli çamaşırlarını sıraladı...

Daha fazla uzatılmadan programa son verildi.

***

Ne varmış bunda, biz bu görüntüleri çok izliyoruz” diyebilirsiniz!

Politikacının politikacıyla ağız dalaşı yapmasına, son yıllarda dozu artmasına rağmen alıştık...

Titri nedeniyle “Bilim İnsanı” statüsünde değerlendirdiğimiz kişilerin de birbirlerini aşağıladığını da gördük.

Ama, ister iktidarın düşüncesini destekleyen, isterse görüşü muhalefet tarafında yer alan meslektaşlarımızın birbirleri hakkında neredeyse galiz küfürler sarf etmelerine pek alışamadık.

Hala bu programda olanlar gündemde ve yazılı atışmalar neden devam ediyor?

***

Birincisi bu program için değil ama, genellikle reytingi zirve yaptırmak.

İnternette ve yazılı basında gündem oluşturarak, taraftar gruplarına mesaj vermek!

Sorunlar yumağında bulunan ülkemize, yeni bir gündem kazandırmak!

Geçmişinde, yüz kızartıcı suçu olmayan her kişide, görüş değişikliği olabilir...

Bunu normal karşılamak gerekir.

Çünkü, insanın bakış açısı, okudukça, yaşayıp gördükçe, fikir değişikliğine uğrayabilir!

***

Medya savaşları yeniden başladı.

Nasıl mı?

Sen ne kadar, “Fetö”cüsün, ben ne kadar “Fetö”cüyüm!

Sen ne kadar, “PKK” sevicisin, ben ne kadar “PKK”lıyım gibi...

Medyamız ne durumda?

Anlamak, sağlıklı bir beyinin işi değil.

İşin özeti, birbirlerini suçlayan kişiler, her iki alanda da bir şekilde bulunmuş olabilir.

Yani, “Tencere dibin kara, benimki senden kara” gibi...

Ülkemizin son yıllarda yaşadığı olayları düşünerek, “bir” ve “beraber” olalım!

Unutmayalım zaman "birlik" olma zamanı!

<