SELAMİ TURGUT GENÇ

SELAMİ TURGUT GENÇ

TESK, PİYASANIN NABZINI İYİ TUTUYOR..

Türkiye’deki Para Oyunlarına dair, güncel önemini hala koruyan ekonomimizdeki kırılganlığı etüd etmek isteyenlere önerim şöyledir:

Para uzmanı Orhan Pekin’in “Türkiye’de Para Oyunları” isimli kitabı mutlaka okunmalıdır. Yazar, çok ince hesaplarla “Para-Kur” ilişkilerini ustalıkla anlatmaktadır. Konuyu şöyle açalım:

Bugün Türkiye ekonomisi, zengin ülkelerin çeşitli oyunları ile çökertilmek isteniyor. Yabancılar, tarımın istihdam içindeki ağırlığının giderek azalmasını talep ediyor. Ama hükümet kaynaklarına göre, ekonomimizde virüs olmadığına inanılıyor. Makro göstergeler, sun’i krizin geçici olduğunu işaret ediyormuş..

Dünyadaki bütün mallar para ile ilişkin kurarlar. Binlerce iple bağlı olan bir yumak düşünelim. Her ipin ucuna bir mal koyar, diğer ucunu aynı noktada toplarsak, oraya para oturur. Yani para ucu, yumağın merkezidir. Bütün malları o idare eder. Ekonomi yumağının para ucunu tutamadığımız için ticari piyasada dengeler birbiri aleyhine bozulur.

Tarımda yaşanan olaylara dönelim:

“Bir köylünün bahçede, tarlada yetiştirdiği meyva, sebze ve tahıl ürünlerinin ne kadar emek istediğini düşünelim. Sattığı üründen paranın ufak bir kısmı köylüye kalsa da çiftçi daima şükreder. Şimdi köylüye karşı Hal’lerdeki aracı tüccardan daha korkunç bir sistem ortaya çıktı. Aşırı teknoloji , çeşitli cinsteki ürünlerde tadı, kokusu, lezzeti olmayan hormonlu mahsülleri piyasaya sürmektedir. Tek tip dejeneri mahsüller, paketlenip ülkelere pazarlanıyor, global sermaye köylünün tarlalarına akmıyor. Köylü kalkınmasın, tüketiciler bu tek tip ürünlerle beslensin, deniliyor. Böylece köylü toprağından koparılıyor. Global sermayenin kölesi durumuna giriliyor.

Geçmişte, Güneydoğu Asya’da 1977 yılında yaşanan kriz böyle bir olguydu. Buna benzer olguları da biz, 1994 ve 2001 yıllarında yaşamıştık..

Türkiye’nin bugünkü pozisyonda ortaya koyabileceği orta vadeli yeni ekonomik düzenlemeler, iyi uygulanabilirse, ekonomimizde ustalık dönemine rahatça ulaşılabilir. Bu bakımdan akılcı bir tasarruf dönemine girilerek ekonomi toparlanmalıdır.

Kamu kurumları, özel sektör ve millet olarak “kendi göbeğimizi kendimiz kesecek” bir dönemin içinden geçmekteyiz. Halkımıza:

“Sen bol bol harca, devlet borçlansın..” iştahının nelere mal olacağını atlatamazsak sonuç felaket olur.

Türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütlerinden (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Merkez Bankasının faiz indirim kararı sonrası Ziraat Vakıfbank ve Halkbank’ın da kredi faiz oranlarında yaptığı indirimlerin piyasaları canlandıracağını beyan ediyor. Ekonomik piyasalar üzerinde doğrucu değerlendirmelerle esnaf kesimini devamlı uyaran TESK Genel Başkanı özel bankaların da katılmasıyla piyasalardaki rahatlamanın daha etkili olabileceği çağırısını yapıyor.

TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, ayrıca Enflasyonla mücadele ederken akaryakıta yapılan zamların ekonomik dengeleri bütünüyle sarsacağı görüşünde.

Unutmamak gerekir ki, sermaye sertlik karşısında ürkektir.

Şimdi, bir Atasözümüzle bu görüşlerimizi değerlendirelim:

“Her ağlamanın bir gülmesi vardır.”

<