TİLKİYE CEZA VERMİŞ
Hoca bir Ramazan' da gezermiş vaaz için
Fikri beyanda olup böyle sağlarmış geçim
Hangi köye uğrasa derler Hocamız vardır
Hoca böyle müşkülle karşılaşmaz yıllardır
Bazen aç, sefil kalır, yatacak yer bulamaz
Bir Allah kulu çıkıp Hoca'ya buyur olmaz
Hoca bin pişman olur köyden ayrıldığına
Bazen ise söylenir kör kader derler buna
Köyüne dönmek için geriye atar adım
Bunca yıllık Hoca'yım böyle sefil olmadım
Hoca geri dönerken bir köye yolu düşer
Bir teklif de buraya etsem mi acaba der
Hoca köye girince kalabalığa rastlar
Kalabalık önünde bağlı bir tilki yatar
Herkes panik içinde Hoca'yı alır merak
Sebebini öğrenir birisine sorarak
Gördüğün bu tilki der bize çok zarar açtı
Horoz, tavuk, ne bulsa kümesten aldı kaçtı
Şimdi ise biz bunu tuzakla yakaladık
İşkence ölümüne bir fikir bulamadık.
Hoca, durun beyler der, siz onu bana verin
Vereceğim cezayı sizler ibretle görün
Haydi derler Hoca'ya göster marifetini
Birden anlayamazlar Hoca'nın niyetini
Cübbesini soyunur hemen tilkiye sarar
Kavuktaki sarığı çözer boynuna bağlar
Salıverir tilkiyi hayvan kaçar kurtulur
Çıkışırlar Hoca'ya böyle ceza mı olur
Olur beyler olur der, hem de bal gibi olur
Hangi köye uğrasa kabul olmaz kovulur
O sarıkla cübbenin vardır bir kerameti
Ben der köy köy dolaştım kimse kabul etmedi.