M. RIDVAN SADIKOĞLU

M. RIDVAN SADIKOĞLU

İNSAN İNSANA EMANETTİR

TOPLUM KAYBEDENLERLE DOLU AMA.... (2)

Peki tüm bunları alt alta topladığınızda amaç ne?

İkiz kulelere saldırdıklarında, başkan Bush “bu Amerikan yaşam biçimine bir saldırıdır” demişti. Çok ilginç bir cümle değil mi? Ülkeme, yurduma, insanıma demiyor; “Amerikan yaşam biçimine” diyor. Gelecekteki sistemi neyin üzerine kuracakları belli mi, bence belli. 

Bu ülke her üç dakikada bir, bir kadına tecavüz edilen bir ülke. Her dört saniyede bir suç işleniyor. Geceleri kimse sokağa çıkamıyor. Zencilerin nasıl aşağılandığını görsek inanamayız ama dünyaya “yaşam biçimi” satıyorlar.

Yaşam biçimi dedikleri şey ne? Tek kültür oluşturma sevdası. 

“İmkân mı imtihan mı” başlıklı yazımda sosyal medya için harcanan milyar dolarların bu amaca nasıl hizmet ettiğini istatistiki verilerle açıklamıştım. 

Bütün sistem bunun üzerine kurulu. Dünyada 1,5 milyar aç , 640 milyon evsiz insan varken yaşı henüz 236 olan İngiliz müsveddesi ABD’nin 350 milyar dolar dış gelir fazlasının yarısı bilgi teknolojilerinden, windows falan, diğer yarısı silah satışından geliyor. Eğer geniş çaplı savaşlar olmazsa, bu geliri kaybedecekler. Afganistan ve Irak’ın işgali olmasa, ekonomilerinin zora gireceğini tüm ekonomistler söylüyor. 

Anımsıyorum, New Orleans’ta bir kasırga yaşadılar, herkes birbirinin evini dükkânını yağmaladı. Durduramadılar, insanları vurdular yağmayı durdurmak için. Bugün bizde Allah korusun öyle bir şey olsa, herkes birbirine yardım eder. Biri hastalansa herkes çorba götürür. Çünkü bizi biz yapan değererimiz ne olursa olsun ne yaşarsak yaşayalım halen diri çünkü bir çok insanımızda.

“Kişisel Gelişim” süsü altında bencilliğe giden yolun haritasını çizip kendine mahkum eden bu zihniyet ile vereceğim tek örnek asıl gelişim hamlesinin “üstün ırk” paranoyasından kaynaklı olduğunu bir kez daha gözler önüne serecek nitelikte;

Sudan’da, tüm Afrika’ya AIDS ilaçlarının jenerik ilaçlarını imal eden bir ilaç fabrikası vardı. Bugün Afrika’nın üçte biri AIDS’li çünkü. Müthiş pahalı ilaçları alma ihtimalleri yok; zira  yiyecek ekmekleri yok, AIDS ilacını nasıl alsın? 

Sudan’daki fabrika Robin Hood gibi tüm Afrika’nın ilaç ihtiyacını karşılıyordu. ABD hükümeti açıklama yaptı: “Burası bir kimyasal silah üretim merkezidir.” Bunun üzerine Sudan hükümeti fabrikayı aynı gün herkesin kontrolüne açtı. Gazeteciler, silah uzmanları fabrikayı gezdiler ve rapor verdiler. “Burada kimyasal silah üretimi yapılamaz” diye. Sudan hükümeti açıklama yaptı: “Burada üretilen ilaçlara Afrika’nın çok ihtiyacı var. Fabrikamız Birleşmiş Milletler uzmanlarının denetiminde çalışabilir” diye. Amerikalılar işin sarpa sardığını görünce, ABD uçakları bir gecede fabrikayı yok ettiler. 

Ez cümle sevgili dostlar okuyacağımız kitapların, izleyeceğimiz filmlerin, dinleyeceğimiz şarkıların bile başkaları tarafından kumanda edildiği bir sistemin içinde “kişisel gelişim” safsatasına para harcamayın ve bilin ki siz bir başkasına benzediğiniz kadar değil, kendiniz olduğunuz kadar mutlu olacaksınız. Bencillik çukuru içinde debelenerek değil yaratılmışa sahip çıktıkça, var olanı onunla paylaştıkça huzurun eşsiz tadını yudumlayacaksınız. 

Atın kendinizi bir Çocuk Esirgeme Kurumuna veya bir yoksulun, düşmüşün, yaşlının, yalnızın, yolda kalmışın yanına. Paylaşın derdini, giderin sıkıntısını. O an yanağınıza konacak sıcak bir öpücük, gönüllerdeki gülümseme, davranışlardaki samimiyet sizi “kişisel olarak” çok geliştirecektir emin olun.

Müebbet muhabbetle…

(Bitti)

 

<