CEVDET TÜTÜNCÜ

CEVDET TÜTÜNCÜ

TOPLUMSAL CİNNET

Sevgili dostlar, sorunsuz bir dünyada yaşamayı kim istemez ?

 Peki  sorun çıkmaması için çaba sarf etmeyi kim ister ? 

Birinci sorunun yanıtı zaten basit ve şöyle ; “ Sorunsuz bir dünyada yaşamayı herkes  ister. “

İkinci soruya ise maalesef birinci sorunun yanıtında olduğu gibi  “ Herkes “ diyemiyoruz. Çünkü  “ Herkes “ diyebilseydik zaten sorun olmayacak, dolayısıyla sorunları bilinçsiz ve kendi yöntemleriyle çözmek isteyenler de olmayacaktı. 

Burada dikkat ederseniz, “Sorunları çözenler değil, kendi yöntemleriyle çözmek isteyenler” diyoruz. 

Daha yazımızın en başında sorunla başlayıp, sorunla devem ediyorsak bu durumda yalnızca bir tane değil, sorunun içinde de sorun var…

O halde ne ?..

Yapılan araştırmalar, toplum içerisinde herhangi bir ilgi ya da ilişkilerin sıfır sorun arz etmesinin tam anlamıyla eğitim seviyesinin kendisiyle tamamen ve yakından ilgili olduğunu ortaya koymaktadır. Yani aile ve okulda yeterli eğitimi almış kimselerin, daha en başından ele aldıkları meseleyi sorun çıkmadan başlatıp, sonuna kadar da aynı şekilde sürdürdüklerini gözlemlemek mümkün olmaktadır. Çünkü  “ Ne şekilde başlarsa, o şekilde devam eder “  bilinci, aldıkları eğitimle kendilerine öğretilmiştir. Hayatta olmanın ve yaşamanın vazgeçilmez temel kuralının topluma ve insana saygı olacağını bilirler.  Sorun çıkmaması için çaba sarf ederler. 

Ancak eğitim eksikliği nedeniyle daha en başlangıçta ilişkilere özen gösterilememesi, sorunun içinde sorun oluşmasına neden olmakta, kaçınılmaz bir şekilde toplumu rahatsız, huzursuz ve tedirgin etmektedir.

İçinde bulunulan olumsuzluğu eğitimsizlik sonucunda kendi yöntemleriyle halletmek gibi çok daha büyük bir yanlışla bu kez suç işlemek, doğal olarak kaçınılmaz hale gelmektedir.

Akabinde;

Sayıyı aşağılara çekmek şöyle dursun, eğitimsiz insan sayısının yüzbinleri bulduğu Honduras’ın San Pedro Sula şehri % 85,18 (2018) suç işleme oranıyla Dünya’da 1. sırada bulunmaktadır. Eğitimsizliğin en kötü sonuçlarından birisi olan yoksulluk sıralamasında ise Amerika Kıtası’nda Nikaragua’nın ardından 2. konumdadır. Bu durumda Nikaragua’da Dünya üzerinde en çok suç işleme oranına sahip olan ülkelerden birisidir.

Değerli okurlar, 1969 yılında bir futbol maçı yüzünden Honduras ve komşusu El Salvador’un 1 hafta boyunca resmen savaşa girmeleri sonucu 3 bin kişinin ölümü,  söz konusu  eğitimsizliğin öylesine acı sonucu olarak tarih sayfalarına geçmiştir.

Ülkemizde; 

% 0 oranını hedeflememiz ve gerçekleşmesi için çaba sarf etmemiz gerekirken medyanın gündemine konu olan suç haberleri ele alınarak yapılan araştırmaya göre; Türkiye’de suç işleme oranı başta hırsızlık, taciz, tecavüz ve yaralama olmak üzere son 4 yılda % 69 arttı. Oysa 4 yıl gibi azımsanamayacak bir sürede sayının giderek azalması gerekiyordu.

Yalnızca İstanbul’da suç işleme oranı % 42.76.

Nedenine gelince;

Ülkemizde okur yazar oranı % 96.5  Okuma yazmayı hiç bilmeyenlerin sayısı 2 milyon 663 bin kişi. 6 yaş ve üzeri okuma yazma bilmeyenlerin oranı % 3.78  (2015 verileri)

Değerli okurlar, dikkat ederseniz bunlar hiçbir şekilde yeterli olmayan yalnızca okur-yazarlıkla ilgili veriler. Yani yalnızca değil okur yazar olmak,  ilkokulu, ortaokulu, liseyi bitirmiş olmak bile böylesi problemlerin çözümünde yetersiz kalmaktadır. 

Gerekli eğitim düzeyine ulaşmak için en az üniversite lisans diploması, bol bol gazete-kitap okumanın yanı sıra hatta yüksek lisansın gerekliliği bile giderek önem kazanmakta. 

Üst düzeyde ve gerçek anlamda, her köşesi bilgili insanlarla dolu bir ülke oluşturmak okuma kültürünü yaymakla mümkün olabilecektir. 

Okuma kültürü ise okumayı benimseyenin olduğu kadar, okutmayı hedefleyenin de sorumluluğunda  iki taraflı bir eylemdir.   

Bu eylemden kendisini sorumlu tutan en başta Birleşmiş Milletler UNESCO teşkilatı 1967 yılında, okuma yazma konusuna dikkat çekmek için her yıl 8 Eylül tarihini  “ Dünya Okuma Yazma Günü ”  ilan etmiş ve kutlanmaktadır.

Esen kalın.

 

<