TOPRAK MUKADDESTİR
ÖNSÖZ GÖKTÜRKSON SÖZ ATATÜRK
Türklerde <<Devlet Toprağı >>, Mukaddestir.
Bu, bir çeşit << vatan >> anlayışıdır. Osmanlı imparatorluğunda da, yalnız Türk olanların değil; ırk bakımından Türk olmayanların oturdukları topraklar da, devletindir.
Devlet-i Aliyeye, yani yüce devlete ait olmaları nedeniyle, bu topraklar için çok kan döķülmüş ve savunulmuştur.
Devletin toprağı hakkında en manalı davranış, Mete tarafından gösterilmiş. Toprak hassasiyetin özet olarak şu olayında görülüyor :
Mete'nin doğu sınırında bulunan düşmanları, belki bir savaş nedeni bulmak için, Mete'den ünlü bir atını isterler. Mete kurultayı toplar ve devlet büyüklerine sorar. Herkes atın verilemeyeceğinin cevabını kesin olarak bildirirler. Belki de Mete zaman kazanmak için gelen elçilere atını verip gönderir. Daha sonra Tung-hu’ların elçisi yine gelir, Mete'den altın ister, Mete, kendine ait altınları da elçiye verip gönderir. Tung-hu’ların elçisi yine gelir, çorak bir toprak parçası olan yeri ister, Mete kurultayı toplar, Devletin ileri gelenleri bu değersiz yerin vermesinden yana olurlar.
Bunun üzerine Mete gürleyip şöyle der ; At ve altın benim malımdı. Onun için verdim. Ancak toprak, devletin malıdır. Toprağı hiç kimse başkasına veremez. Toprağı verme yanlısı olanların başlarını kestirir. Atına biner ve doğuda dünya tarihinin en kanlı savaşlarında birini başlatır ve düşmanı yener.
Göktürklerde aynı geleneği yürütmüşlerdir. Her ırkın bir gelenek mirası vardır.
Bektâşi şairi Caferoğlu'nun dediği gibi, "paktır, hem arıdır insan, Mevlâ’nın sırrıdır insan !..
Bize ecdadımızdan kalan sır da bu..
Başka vatan evladının bir sözünü biraz daha genelleyerek yazmak isterim ;
<< Yakarız bu dünyayı, Türkü kimseye ezdirmeyiz,
Allah şahidimiz olsun ki, düşmanları bu topraklarda gezdirmeyiz >>
Türk vatan için sonuna kadar savaşır, şehitlik ve gazilik mertebesine ulaşır ama, asla topraklarını terk etmez ve hiç bir ülkeye sığınmacı gitmez. Bizim genlerimiz ve geleneklerimiz zaten buna izin vermez.
Bizde Devlet-i Ebed Müddet, ilelebet Türk topraklarıdır...
Yalnız dikkat edilecek hususların başında, toprak satışı, devletin strateji kurumları, ayrıca vatandaşlık verilecek kişilerin statüleri ve normlarına çok dikkat etmek gereklidir..
Türk vatanseverlerin, vatan aşkı bayrak aşkı refleksif ve azimlerini zayıflatacak bu nedenlerden kaçınılması şarttır..
Bu Atasözünü de unutmayalım ;
<< Bilemezsin kim dost kim düşman, bazen tuttuğun eldir seni arkandan vuran>>
*********
Kardeşlerim;
Bizim gayemiz Enver Paşa gibi, "Türkistan'a varalım orada yeni bir Türk Devleti kuralım, hatta bunun için savaşalım" şeklinde değildir..
Turancılık bütün Türkleri tek bir devlette ve aynı sınırlar içerisinde toplamakta değildir.
----Türk Dünyası Başkanı, Rahmetli Turan Yazgan beyefendinin kendi ifadesiyle, İsmail Gaspıralı'nın felsefesinde ve “Dilde, Fikirde, İşte Birlik” formülü çerçevesindedir.
Bizim İslamiyeti yayma idealimiz de yoktur. Türklük gayemiz, inanç tercihimizdir. Yüce dinimiz İslamiyet, dinde zorlama olmaz der.
Bu vesile ile Turan Yazgan Beyefendiyi ölüm yıldönümünde yad ediyorum. Ruhu Şad olsun... Emeklerine minnettarız. O engin vasiyetli Türk ve Türkoloji düşüncelerini genç nesillere aktarmaya devam edeceğiz..
Tanrı Türkü Korusun.
Sevgi ve Saygılarımla.