METİN ALTINÇEKİÇ

METİN ALTINÇEKİÇ

TUR REHBERİMİZ, MUSTAFA EFELTİ İLE "ORDU" İLİMİZDEYİZ

Sevgili okurlar, geçen hafta TÜİK verilerine göre ülkemizin en mutlu olan şehri Sinop ilimizdeydik. Sinop ile ilgili dikkat çekici bilgileri ve kendi yorumlarımı sizlerle paylaştım. Benim için Sinop harika bir deneyimdi, ülkemizin çok ön planda gibi gözükmeyen illerinden olsa da, aslında gidip görülmesi gereken yerlerinden bir tanesi olduğunu anlatmaya çalıştım. Aslına bakarsanız, ülkemizin her bir şehri kendine özgü, kendine münhasır bir destanlar, olaylar, harika iklimler ve kendine özgü mahsuller barındırıyor. Ancak hangi ilimize gidersek gidelim, Devlet-i Aliyye (Büyük Devlet) Osmanlı’dan, Kurtuluş Savaşı Destanı ve ülkemizin kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’ün izlerini görmek kaçınılmaz bir gerçektir. Nereye gidersek gidelim mutlaka bu izlere rastlıyorsunuz ve bugün onlarca Türk Devletinin en sonuncu olan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir üyesi, bir vatandaşı olmaktan 1 kere değil belki 1.000 kere gurur duymanız için sebepler silsilesini görüyorsunuz. Her gittiğiniz bölgede 1 dakika da, 3 dakika da veya daha uzun anlatımlarla veya da vatandaş ile hasbihal ederek bir aydınlanma yaşıyorsunuz. Sizlere tekrardan bu noktada, ülkenizi gezmenizi gönülden tavsiye edebilirim. 

Şimdi bu hafta ki durağımız olan Ordu ilimizi tanımak için şehirdeki yerimizi alırken, bize eşlik eden Tur Rehberimiz Mustafa EFELTİ Hocamın bölgeyi bize anlatımları ile bölgeye bambaşka bir değer kazandırdı. Neden? Çünkü ben Ordu’nun en büyük gelir kaynaklarından bir tanesinin Fındık olduğunu tahmin edebilirim. Ancak Fındık fiyatlarının neden ucuz olduğunu biraz araştırmalar yaparak elde edebilirim. Bunun gibi birçok bilgiliyi Mustafa EFELTİ Hocamın, belki daha bizim akılımıza dahi gelmeden bizimle paylaşması ile beraber biz de istenilen bilgiye ulaşma, sonuca ulaşmış olduk. Aynı zaman da bölgeye oldukça hakim bir isim olmasından dolayı, bilmediğimiz birçok noktada bize ışık olduğunu söylemek yanlış olmaz. Yani diyeceğim o ki, bilen birileri ile ilk önce gezmekte fayda var. Yok ben kendi grubumla giderim, sonradan kimse dahil olsun istemem derseniz de, muhakkak internet üzerinden araştırmalarınızı, planlamalarınızı yapın ve plana riayet ederek turunuzu sonuçlandırın derim. Bu vesile ile Mustafa EFELTİ Hocama yüksek bilgi ve tecrübelerini bizimle paylaştığı için tekrardan teşekkür etmiş olayım ve hemen Ordu ile ilgili konulara bir giriş yapalım.

Sevgili okurlar, 100 km.lik kıyı şeridi bulunan Ordu ili'nin 60 km.lik kıyı bölümü kumsallardan oluşmaktadır. Bu özelliği ile diğer Karadeniz illerinden farklı bir yapıya sahip olduğunu söylemek yanlış olmaz. Yörenin dağlar ve ormanlar ile kaplı olması, zengin florası ve sukuneti ziyaretçiler için çekici bir özellik olarak kabul edilmektedir. Ordu ilinin sosyal ve kültürel yapısı, turizmin gelişmesi için de oldukça uygun görülüyor. Ordu ili, doğa güzellikleri, bitki örtüsü, mavi ve yeşilin kucaklaştığı kıyıları, koy ve kumsalları, hemen kıyı şeridinden başlayan dağları, yükseltilerindeki uçsuz bucaksız ve birbirinden güzel yaylaları ile tarihin yanı sıra kültür ve doğa turizminde de geleceği parlak bir şehirdir. Kıyıya paralel uzanan dağlar, iklim ve bitki örtüsü bakımından İl’i birbirinden farklı iki kesime ayırmıştır. Kıyı kesiminde yazları serin, kışları ılık, her mevsim yağışlı tipik Karadeniz iklimi hüküm sürerken, iç kesimlerde ise yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve kar yağışlı olan karasal iklim özelliklerinin etkili olduğu görülmektedir. 

Gelelim ekonomik kısmını oluşturabilecek tarımcılık kısmına, hepimizin bildiği üzere Ordu denince akla gelen ilk unsurlardan bir tanesi Fındık üretimidir.  Ancak Fındık üretiminin yanı sıra, fındık bahçeleri arasında mısır, patates yetiştirilmektedir. Diğer tarla ürünlerinin yetiştirildiği tarla arazileri ile kestane, kızılağaç, gürgen, meşe, kayın, karaağaç ve akçaağaç türlerinden oluşan ormanlıklara da rastlanılmaktadır. 1.000 metrenin üzerindeki alanlar mera ve yaylaları oluşturmaktadır. Yayla kesimlerinde köknar, ladin ve sarıçam ağaçlarından oluşan orman öbekleri ve orman altı bitki türleri görülmektedir. Peki, sürekli medyada yer alan fındık üreticilerinin isyanlarına hep şahit olmuşsunuzdur. Herkesin bir isyanı var emeğimizin karşılığını alamıyoruz diyorlar. Kimileri fındık ağaçlarına zarar veriyor, kimileri mahsullerini yollara döküyor. Peki, fındık fiyatları neden hakkının altına kalıyor biliyor musunuz? Özel sektörün fiyat stratejilerinden dolayı, fındık fiyatları oldukça düşüyor. Bu özel şirketlerden bir tanesi ise isim vermeyeceğim ama yabancı menşeli bir çikolata firmasıdır. Yüksek oranda fındık çektiği için nerede ise piyasaya hakim bir firma diyebiliriz. Fiyatlarda ki dalgalanmaların sebebinin ise bu ve benzeri şirketler olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Benim tavsiyem bu noktada biraz yerli malı bilincinde olmamız gerekiyor. Her zaman dediğim gibi, Üretim ve İhracat bizim tüm ihtiyacımız olan ikili kardeş, işte tam olarak budur. İthalat değildir, dünyanın en kolay şeyi parasını verip, bir şeyleri satın almaktadır. Para harcamak en kolay şeydir, zor olan parayı kazanmaktadır Sevgili okurlar. Dolayısı ile emek harcayacağız, üreteceğiz ve satacağız.

Sevgili okurlar, Ordu Boztepe’de Teleferik ile dağların üstünde bulunan, yürüme ile 1 saat 15 civarında zaman alacak olan yaylalar bölgesine çıktık. Teleferik ile 4-5 dk kadar kısa süren ama harika bir manzarası olan seyahat etme imkânı bulduk. O tepe de 1 TL atılarak izlenen dürbünler ile yukarıdan Ordu’yu izledim, resimlerde de görebilirsiniz. Çimenin yeşilinin tonundan, doğanın kokusuna ve Karadeniz ikliminin o eşsiz havasına kadar birçok güzelliği orada yaşama fırsatı bulduk.

Ordu’da fındık üreticilerinin fiyat sorunlarının yanı sıra diğer bir sorunları ise, Sel meselesidir. Bildiğiniz üzere bu yaz ayında Ordu ve Karadeniz bölgesinde birçok sel felaketi meydana geldi. Çarşamba’yı sel aldı türküsü, Samsun-Çarşamba ile Ordu yolu üzerinde meydana gelen bir sel felaketinde nişanlı bir çiftin hikâyesini yansıtmak amacı ile yazılmış ve bestelenmiştir. 

Ordu’ya devlet tarafından çok göz alıcı bir sahil yolu yapıldı, ancak yol yağmur sularının önünü kesmesi ve suyun derelere akmasını engelleyeceğinden dolayı ve böylelikle sel felaketi olabileceğinden dolayı oldukça eleştiri aldı. Aslında başta da dediğim gibi bölge turizme oldukça uygun bir bölge ve mutlaka gelişim yönünde çalışmalar yapılmalı, ancak eleştiren iddia sahiplerinin yol ile ilgili iddialarında gerçeklik payı var ise, hem yol olacak şekilde, hem de yağmur suyunun dereye kanalize olabileceği şekilde bir sistem geliştirilmeli diye düşünüyorum. Ama durmadan duraksamadan, ülkemizin her bir bölgesin de gelişimi üretimi, fabrikayı ve turizmi artırmamız gerekmektedir.

Sevgili okurlar, sizler için elimden geldiğince bu hafta Ordu ilimizin genel özelliklerinden ve benim gözümden Ordu’nun duruşunu aktarmaya gayret ettim. Gelecek hafta, yepyeni bir konu ile Trabzon ilimiz ile devam edinceye kadar esen kalın, hoşça kalın.

<