Turizmde yüzler gülecek mi ağlayacak mı?
Bilinmeyenler denizinde yüzdüğümüz korona günlerinde sorunlar ve kaygılar aklımızı başımızdan alırken ayaklarımızı basmak için sağlam bir zemin arayışı hepimizde belirdi. Ülkece umut teknemizin demirini de turizme bağladık, desek yanlış olmaz.
Kimi aşırı iyimser, kimi aşırı kötümser beklentileri bir kenara bırakırsak gerçekte olup bitenleri ve sektörün bu yaz için beklentilerini anlamak mümkün olacak.
Birkaç gün geçirdiğim Bodrum’da sahada gerçekte olup bitenleri tespit etmeye çalıştım.
Türkiye’de uygulanan 17 günlük kısıtlamalardan hemen önce akın akın deniz kıyısına ve diğer tatil beldelerine göç edenleri izledik. Yazlığı olan, kısıtlamaları biraz olsun bahçesinde açık havada geçirmek isteyen hemen herkes her yere gitti ancak Bodrum bir biçimde bu şehirlerden kaçışın sembolü oldu.
HANGİ BODRUM?
Bordum sık sık bir lahmacun ve bir ayrana astronomik faturalar çıkarılan otel ve mekanlarıyla günden oluyor. Lüks otel ve restoran markalarının pek çoğunun Bodrum’da açıldığını, açılmaya devam ettiğini gördük. Bodrum’un ‘pahalı’ algısı, betonlaşması da sık sık dile getiriliyor. ‘Eski Bodrum’ özlemini söze dökenler de az değil. Fakat “Hangi Bodrum” sorusunu da sormak gerekiyor.
Lüks, bol gürültülü ve ışıltılı plajlarıyla özellikle magazin sayfalarında boy gösteren Bodrum mu? Sade, sakin ve samimi bir sahil kasabası hissi veren eski Bodrum mu? Hangi Bodrum?
Geçen sezon özellikle Avrupa’daki kısıtlamalar (turist ve iş vizesi vermemek gibi) Türkiye’ye olumlu yansımıştı. Zengin Arap ve Rus turistler dümeni Türkiye’ye kırmıştı. Ayrıca yurtdışına çıkamayan varlıklı yerli turist de ülkede kalmıştı. Peki, bu yıl? Bu yıl neler olacak?
LÜKS ve ORTA SEGMENTE YARADI
Örneğin sade bir Bodrum koyu olma özelliğini hâlâ muhafaza eden Gölköy’deki Daphnis Hotel, iyi bir sezon geçirmiş. Otelin sahibi Osman Yitgin, 7 sezonu geride bıraktıklarını belirterek şu tespitlerde bulunuyor:
“Geçen yaz işlerimizde yüzde 40 kayıp yaşandı. Fakat bütün kış açıktık. En çok talebi apart evlerimiz gördü. Mutfağı olan odaların hepsini sattık. Bizim tesisin farkı otelden çok bir ev hissi vermesi. Aileler ve ofise gitme zorunluluğu olmayanlar baharda aylık oda kiralayarak burada kaldı. Bu bakımdan orta ve orta üstüne hitap eden bir tesis olarak pandeminin olumlu etkisini yaşadık diyebilirim. Kışın Bodrum’un merkezinde de talep çoktu; kiralar arttı.”
Geçen yaz lüks otellerin Bodrum’da en iyi sezonlarından birini geçirdiğini anlatan Osman Yitgin, “Şu anda da lüks segmentte Bodrum’da yer kalmadı. Bodrum’da genel olarak Temmuz ve Ağustos’ta yer bulmak zordur. Bu sezonun iyi geçmesini bekliyorum” diye konuşuyor.
MESLEK DEĞİŞTİREN GARSONLAR
Bordum’da restoranlar başta mekanları kolay bir sezon beklemediği ise denk geldiğim hemen herkesin ortak fikri. Bodrum’da bir sezonun kaldıramayacağı kadar lüks restoran açıldığı belirtiliyor. Bahar aylarında süren kısıtlamalar, mekanların bir açılıp bir kapanması, son aylarda sadece paket servise yönlendirilmesi ise işletmeleri zorlamış. Çalışanlarına maaş ödemekte zorlanan işletmeler kalifiye elamanlarını kaybetmiş. İşsiz kalan garsonların önemli bir kesimi inşaat işçiliğine, kasiyerliğe, kuryeliğe geçiş yapmış. Güvenlik görevlisi olanlar da çıkmış aralarından. Bu da sezon yeniden açıldığında kalifiye eleman bulamakta sıkıntı yaratmış. Bulunabilenlerin maaşları ise çok yükselmiş.
Pina Gümüşlük’ün sahibi Uğur Akkaya, pek çok lokantanın kapandığını veya el değiştirdiğini anlatıyor. Evlere kapananların yemek pişirmeye başladığını ve dışarıdan siparişleri azalttığına değinen Uğur Akkaya, “Bahar aylarını tamamen kapalı geçirmeyi tercih ederdik. Yaza hazırlanırdık. Açıkçası bu sezon açılacak yeni lüks mekanlarla birlikte rekabet daha da zorlaşacak. Bu mekanlar nasıl ayakta kalacak bilmiyorum” diyor.
Turizmci heyecanla yeni sezonu beklerken, mekan sahiplerinin heyecanına kaygı da eşlik ediyor. Herkesin umudu aşılamanın artmasıyla tüm dünyada eskiye dönüşün hızlanması.