Türkçe'ye hizmet edenler
Tarih boyunca Göktürkler zamanı 522-745 yılları arasından bugüne Türkçe ile ilgili çalışmaları olmuş insanlarımızın bir çoğu çalışmalarıyla tarihte yerini almıştır. Ama şunu ifade edelim ki, 1839 yılından sonra çalışmaların tamamı Batı Medeniyeti kalıbında yapıldığı için Hakikat Medeniyetine, Hilal Medeniyetine bir kazanç sağlamamıştır. Zira o tarihten sonra Hakikat ve Hilal Medeniyeti kendine ait değer üretmekten vaz geçmiştir.
Xxxx
Çoğu şaşkın ördek ola aydınlarımız, münevverlerimiz, mütefekkirlerimiz düşünmüşler, çareler aramışlar. Ama zemin kayması yaşandığı için bu çalışmalar sağlıklı ürünlerin ortaya çıkmasına yetmemiştir.
Dil ve Türkçe konusunda emeği geçenleri sıralamış Türk Dil Kurumu. 1932 yılında kurulan TDK daha doğrusu Türk Dili Tetkik Cemiyeti kuruluşunun 40 yılını değerlendirdiği Türk Dil Kurumun 40 Yılı adlı kitapta kadirşinaslık göstermiş. Bu kitaptan yararlanarak Türkçe konusunda emeği geçenleri isimler olarak sıralamak gerek.
Şemseddin Sami 1887 Lisan. Necip Asım 1917 İlm i Lisan, Yanyalı Ali Rıza 1909 Okuma Yazma Betiği.
Xxxx Türkçeyi tüm devlet çalışanlarının bilmesini şart koşmuştur.
1860’da kurulan Cemiyet i İlmiyeyi Osmaniye, Mecmua i Fünun Dergisi, Münif Paşa dergideki yazıları herkesin okuyup anlayabilmesi için kolay ibareler kullanılacağını söylemiş. 1867’de Ali Suavi Londra’da Yeni Osmanlılar Cemiyeti yayın organı Muhbir’de Herkesin anlayabileceği bir lisan ile yayın yapılacağını söylemiş.1869’da Ahmet Vefik Paşa Molyerden çeviri ya da uyarlama eserlerde, 1872’de Ahmed Mithad Efendi Dağarcık ve Kırkambar dergilerinde temiz Türkçe hedefini takip ettiler.
1876’da Eğinli Sait Paşa 1. Meşrutiyetin Kanun u Esasisini düzenlerken 18. maddede, ‘Devletin lisanı resmisi Türkçeyi tüm devlet çalışanlarının bilmesini şart koşmuştur.
Necip Asım, Veled Çelebi, Ahmet Cevdet, Rıza Tevfik, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Ömer Seyfeddin, Müftüoğlu Ahmed Hikmet, Ziya Gökalp, Ali Canip de Türkçe endişesiyle hareket ederek yazmışlardır. 1897’de Mehmed Emin Yurdakul da Türkçe şiirler yayınlamıştır.
Xxxx
Bireysel gayretler, çabalar, çalışmalar 1908 Meşrutiyet yıllarında kurumsallaşmaya başladı. 1909’da Türk Derneği, Türk Derneği Mecmuası 1912, 1911’de Türk Ocağı, Türk Yurdu Cemiyeti, Türk Yurdu dergisi, Selanik’te Genç Kalemler Dergisi, Ahmed Rıza başkanlığında. Kurumları oluşturuldu. Bu takım Medeniyet değiştirmeye çabalayanlardan oluştuğu için ilk yaptıkları iş daha önce mensup oldukları Hakikat ve Hilal Medeniyetinden sıyrılmak ve Batı Medeniyetine dahil olmak için çalışmaktı. Bu yüzden önce mensubu oldukları medeniyetin değerlerinden sıyrılmaya, o değerlere savaş açmaya yeltendiler. Arapça ve Farsça onlar için artık yabancıydı ve onlar terk edilmeliydi. Ama din sebebiyle ilişkili olan Arapça’yı ve bin yıllık sanat ve edebiyat dili olarak kullanılmış Farsça’dan kurtulmak o kadar da kolay değildi.
O dillerden kurtulmak mümkün olduğunda tarihle olan tüm bağlar koparılmış, köksüz ve soysuz bir kitleye dönüşülmüş olacağını hesaplayamadılar.
Bugün bile Türkçeyi güçlendirmek ve geliştirmek isteyenler Arapça ve Farsça’yı yabancı unsur olarak kabul ederler. Çünk meseleye bir medeniyet penceresinden bakmazlar. Ulus devlet açısından bakarlar. Günümüzde ulus devletlerin bir gerçekliği olmadığı anlaşılmış, milletler çok kültürlü olmaya yeltenmişken. Bizim aydınımız haala 19. yüzyılın ikinci yarısında, ırkçı ve tek ırk ulus milleti anlayışında kalmışlardır.
Xxxx
1911 yılında Sadrazam Mehmet Said paşa Gazeteci Dili adlı kitap yazmıştır. Meşrutiyetin son yıllarında Maarif Nezaretinde tedkikatı Lisaniye Heyeti Kurulmuştur. Bu kuruluş 1932’de Türk Dili Tetkik Cemiyeti ile aynı amaç ve çaba içindedir. İmla,yazım encümeni ve lügat encümeni bu heyetin alt kuruluşları olarak çalışmıştır. Ali Ekrem Bolayır, Ahmed Cevad Emre Usuli İmla adılı eseri yayımlamışlardır. Babanzade Ahmed Naim Sarf ve Nahivi Türki’yi yayınladılar.
Şeyh vasfi Efendi’nin Mufassal Sarfi Osmani ve Mufassal Nahvi Osmani kitapları derslerde müfredata dahil edilmiş ve okutulmuştur.