NURAY ÇAĞLAR

NURAY ÇAĞLAR

Türkiye dünya ile savaşıyor (2)

Nitekim Macron’un bu açıklamasına Ankara vakit geçirmeden şu cevabı verdi: “Macron’un ülkemizin ilgili Birleşmiş Milletler  kararları çerçevesinde ve talebi doğrultusunda Libya’nın meşru hükümetine verdiği desteği ‘tehlikeli bir oyun’ olarak tanımlaması ancak akıl tutulmasıyla izah edilebilir”.

Bu Fransa için özelliklede Macron için yenilir yutulur bir laf değil.. İfadeler diplomasinin çok çok ötesinde.

Macron  Türkiye’den fırçayı yiyince kendisinin cesaret edemediği silahlı çatışma için bir maşa seçti: Mısır.

Libya’da Türkiye ve Mısır arasında olası bir savaş, bu açıdan Fransa’nın en büyük arzusunu oluşturuyor.

Böylesi bir savaşın yol açacağı istikrarsızlık dalgası, Avrupa’yı Fransa’ya askeri-güvenlik boyutuyla daha bağımlı kılacak. Fransa bundan ötürü ABD, Almanya ve Rusya ile farklı ilişkiler kurmak suretiyle manevra alanını genişletmeye çalışıyor. Türkiye’yi bu ülkeler nezdinde de bir tehdit olarak lanse etmeye çalışması bu açıdan anlamlı.

Buradaki “akıl tutulması” vurgusu, öyle anlaşılıyor ki, gelişigüzel kullanılmış bir ifade değil. Zira Macron’un söz konusu ortak basın toplantısında sözü NATO’ya getirmesi ve “Türk-Fransız deniz kuvvetleri arasında gerçekleşen hadise, NATO’nun ‘beyin ölümünün’ kanıtıdır” şeklinde bir ifade kullanması, akıllara Suriye merkezli bir önceki krizi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği cevabı getiriyor.

Hatırlanacağı üzere, Türkiye’nin Suriye sınırında gerçekleştirdiği Barış Pınarı harekâtına “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti” şeklinde tepki gösteren Macron’a, Cumhurbaşkanı Erdoğan “Önce sen kendi beyin ölümünü bir kontrol ettir” demişti.

 Dolayısıyla “beyin-akıl” bağlamında Ankara, Paris’in izlediği politikanın çok da akıllıca olmadığına, bu şekilde Türkiye üzerinde baskı kurma girişimlerinden bir sonuç alamayacağına dikkatleri çekerek Macron’u uyarma gereği duyuyor.

Macron’un Türkiye’yi başta NATO ve BM olmak üzere, uluslararası örgütler/platformlar nezdinde “sorunlu bir aktör”, Avrupa açısından bir “tehdit” konumuna sokma çabalarının yersiz, hukuksuz ve hadsiz bir girişim olduğu sadece Ankara tarafından değil, başka başkentler ve yabancı medya tarafından da dile getiriliyor.

Daha da ötesi, Macron’un bu çıkışının altında yatan temel sebep olarak, bölgede Libya merkezli inşa etmeye çalıştığı oyunun çöküşü ve onun altında kalışı gösteriliyor.

Bu bağlamda, İngiltere merkezli The Independent gazetesindeki “Fransa Hafter’i o kadar uzun zamandır destekliyor ki şimdi nasıl geri adım atacağını bilmiyor. Hatalarını görmek yerine, tüm sorunlardan dolayı Türkiye’yi suçlamak daha kolay geliyor” şeklindeki tespit, aslında meseleyi büyük ölçüde özetliyor.

 Dünyada güç dengeleri değişiyor…

Bu değişim inşallah ciddi bir ateşli çatışmaya dönmez…

(Bitti)

<