TÜRKİYE LİBYA MUTABAKATI
Sevgili dostlar, Osmanlı Devletinden ayrıldıktan sonra İtalyan sömürgeciliğine karşı bağımsızlık mücadelesi veren ve topraklarında Ömer Muhtar (1858 – 1931– İdam edilerek ) gibi bir “ Çöl Aslanı “ halk kahramanı yetiştiren Libya’nın Türkiye’yle ilgisi Barbaros Hayreddin Paşa ( 1475 – 1546 ) tarafından 1533 yılında fethedilmesiyle başlar. Libya ve Osmanlı Devleti arasında kurulan bu ilk ilişki Trablusgarp Savaşı ( 1911 – 1912 ) ve sonucu olarak 1912’de İsviçre’nin Ouchy ( Uşi ) kentinde imzalanan anlaşma ile İtalya lehine kopuncaya kadar 379 yıl sürmüştür.
1951 yılında kurulan Libya Devletini Birleşmiş Milletler nezdinde tanıyan Türkiye’nin ilk büyükelçisi de 1953 yılında görevine başlamıştır.
Değerli okurlar, Trablusgarp Savaşı sonucunda Osmanlı Devleti’nden koparılan Libya’nın Türkiye ile ilişkileri hiçbir zaman sekteye uğramadan yıllarca devam etti. Rahatsızlık hissetmeden 379 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun himayesinde kaldıysa elbette bunun bir sebebi var…
Ve de son yıllarda yine kadim dostuna yönelen bir ülke olarak Libya’nın bağımsız bir devlet olmasındaki en büyük desteği Türkiye’den bulacağı açıkça ortadadır. Türkiye, Osmanlı Devleti zamanında yönetiminde bulunan hiçbir ülkeye art niyet beslememiş ve onlara yalnızca kol kanat germek özverisinde bulunmuştur.
Türkiye ile Akdeniz’de komşu ülke konumunda bulunan Libya arasında imzalanan Münhasır Bölge Anlaşması, fiziki ve coğrafi doğal bir oluşumun sonucunda meydana çıkan normal bir sonuçtur. Hem de olması gerektiği gibidir…
1958 yılında Uluslararası Hukuka giren Kıta Sahanlığı ile yine 1982 yılında Uluslararası Hukuka giren Münhasır Bölge arasında fark bulunmaktadır.
Bir ülkeye petrol, doğalgaz gibi doğal kaynakları arama ve çıkarma bakımından kıyı devleti ve deniz yetki alanları olarak hak tanıyan kıta sahanlığına karşın, münhasır bölge buna ek olarak ekonomik bölgeyi oluşturan alanda denizde bulunan canlıları da kapsamaktadır.
Dolayısıyla bir ülke kendisine ait münhasır bölgede başka bir ülkenin bırakın petrol – doğalgaz aramasını, balık avlamasına dahi izin vermeyebilir. Münhasır bölge kendisine bu hakkı tanımaktadır.
Karadeniz’de bu konuyu daha önce sorunsuz bir şekilde sonuçlandıran Türkiye, Akdeniz’de kendisini devre dışı bırakamaya yönelen ve Yunanistan, Güney Kıbrıs, İsrail ve hatta Mısır tarafından kendisinin aleyhinde kurulan bir oldu- bitti kurnazlığına tam da zamanında karşı hamlede bulunarak Libya ile eşsiz bir Münhasır Bölge Anlaşması imzaladı.
Türkiye’ye karşı art niyetle hareket edenlerin bir kez daha tarihin sayfalarında yerini alan hak ettikleri cevabı aldıklarına inanıyoruz.
Esen kalın.