TÜRKİYE’NİN YOLU
Sevgili dostlar, ülkelerin ideallerini gerçekleştirmek uğruna olağan üstü çabaların içinde olması ve doğal olarak gelişmesi ilerlemesi, geleceği açısından geçerli bir durum.
Elbette her ülkenin bu konuda bir takım planlamaları uygulamaya koymasını da normal karşılamak gerekir. Ancak olabilecek hedeflerin belirlenmesi ve gerçekler gözetilerek o hedeflerin peşinde koşulması, sonuçta hayal kırıklığı olmasını önleyecektir. Bunun için yoğun çalışmaların yanında, geçmişten ders alınması gereken tarih bize en önemli verileri sunar ve çoğu kez tekerrür etmek özelliğini de muhafaza eder.
Bu çerçeve içerisinde günümüzde halen dünya gündemini önemle meşgul eden doğu Akdeniz’e ve aslında enerji kaynak ve yollarının kontrolünde rol almak isteyen iki ülkenin yakın tarihine kısa bir göz atalım.
Yunanistan, 1941 yılında Alman Orduları tarafından işgal edilmiş ve Almanya’nın 1944 yılında kendiliğinden çekilmesiyle herhangi bir varlık gösterememiştir. Yunanistan’ın 15.Mayıs.1919 da işgal etmek için girdiği İzmir harekatı, 09.Eylül.1922 de “Büyük felaket “ olarak nitelendirdiği Türk Ordusu’na yenilgisiyle neticelenmiştir. Türk Ordusuna karşı bir kez daha yenilgisi 18.Ağustos.1974 te nihayete eren Kıbrıs Barış Harekatı ise yaptığı savaşlarla ilgili son not olarak tarihlere geçti.
Ülkesinde halen milli kahraman olarak anılan Napoleon Bonaparte’ın (1769 – 1821) 1815 yılında İngiltere – Prusya’ya Waterloo’da (Mont-Saint-Jean Muharebesi) kesin mağlubiyetiyle Fransa’ya yaşattığı tarihinin en acı yenilgisi son değildi. Alman Ordularının 1940 yılında Paris’i işgal etmesi Fransa için ayrı bir yenilgi ve utanç oldu. Bu işgalden Fransa ancak İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’nin birlikte müttefik olarak müdahale etmesi ( Normandiya Çıkarması – 1944 ) sonucunda kurtulabildi.
Şimdi, son yüz yılı askeri ve ekonomik başarılarla geride bırakan ve Doğu Akdeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip olan Türkiye’nin doğalgaz ve petrol gibi enerji kaynaklarına ulaşması açısından buradaki araştırmalara ilgisiz kalması düşünülebilir mi ?
Ta Batı Akdeniz’den, Ege’den kalkıp Doğu Akdeniz’e gelmek isteyen ama bir türlü kendine gelemeyen Fransa ile Yunanistan’a yakın tarih bir şey ifade etmiyorsa, genç yaşında iki kez Arkansas valiliğinin ardından ABD’nin en başarılı başkanlarından birisi olarak tanınan Bill Clinton’ın 15.Kasım.1999 da ülkemizi ziyaretinde, Türkiye’yi 21. Yüzyılda dünyayı şekillendirecek ülke olarak nitelendirdiği “ Türkiye’nin geleceği ve kendisine seçeceği yol, tüm Avrupa’nın hatta dünyanın geleceğini belirleyecek. “ sözlerinin anlam ifade etmesini umuyoruz.
Esen kalın.