İLTER AVCI

İLTER AVCI

TÜRKLER Mİ AZINLIK?!

TÜRKLER Mİ AZINLIK?!

Bulgaristan'daki Müslüman - Türk azınlık...

Konumuz bu! Gençlerin bunları bilmesi gerekir ki, "Türklerin orada ne işi var" demesinler.

Hani Suriye’de ne işimiz var diyorlardı ya!

Hani K. Irak’ta ne işimiz var diyorlardı ya!

O topraklar asırlarca Türklerin vatanıydı. Bayrakla, sancakla gittik oralara. Her köşeyi eserlerimizle bezedik; taşını, toprağını işledik, bizim yaptık. Asırlarca sürdü bu. Sonra, birgün "Artık sizin değil" dediler. Böylece asırlarca bayrağımızın dalgalandığı, mehterimizin gümbürdediği beldelerde boynumuz büküldü. Hakim olduğumuz yerlerde, mahkum olduk. Öyledir zaten :

Donanma, ordu yürürken muzafferen ileri,

Üzengi öpmeğe hasretti Garbın elçileri.

Atamızın üzengisini öpebilmek için yere kapananlar, şimdi intikam hisleriyle kollarını sıvamış durumdalar.

Aslen Türk ırkından olan Bulgar kavmi, mühim bir miktarda VII. Asrın sonlarında, İsperih adlı bir hânın kumandasında Orta Asya'dan kopup gelmiş, Tuna'yı geçerek yerli İslâv halkını itaatleri altına almıştır.

Bulgarlar, kurdukları devlete kendi isimlerini vermişler ; fakat kendileri azlık, tebaaları çokluk olduğundan, tebaalar arasında kaybolup tamamen İslâvlaşmışlardır.

Osmanlı Türkleri, şimdiki Bulgaristan'ı 1363'te Filibe ve Eski Zağra'yı alarak fethe başladılar.1389'da , şimdiki sınırlarıyla bütün Bulgaristan fethedildi.1908'de Bulgaristan krallık oldu ve Türkiye'den ayrıldı. Bulgaristan 500 yılın üzerinde Türk hâkimiyetinde kaldı.

Az bir çoğunluk, ama çoğunluk !

Ve biz şimdi diyoruz ki Bulgaristan'daki Müslüman -Türk azınlık... Çoğunluğu ve hâkimi olduğumuz topraklarda azınlık olmuşuz! Üstelik, “Bulgaristan'da zulüm gören Türk azınlık” diyoruz. “Bulgaristan'dan göçe zorlanan Türkler” diyoruz. Biz Türkler bu sözlere alışık değiliz. Bu sözler bize ar gelir.

Orta Asya bozkırlarından dünya sahnesine çıktığından bu yana düşmana karşı hep başı dik, gururlu, şerefli tablolar çizmiştir..

<< Kıtaları ipek bir kumaş gibi keser, biçerdik... Bir biz vardık cihanda, bir de küffar...>> Bu millet şimdi acze mi düştü ?

Atatürk'ün 1925 yılında Ankara'daki bir konuşmasında geçen şu cümlelere bakınız:

"Efendiler, bu dünyayı beşeriyette asgari 100 milyonu mütecaviz bir Türk millet-i azimesi vardır. Ve bu milletin sâha-yı arzdaki vüs'ati kadar, sâha-yı tarihte bir derinliği vardır." Tek bir Türk milleti gerçeği !

Yine Âkif'i anmamak elde değil ! 1912-1913 Balkan savaşları sırasında, beşyüz küsur yıllık topraklar elimizden bir bir alınırken haykırdığı mısralar :

Dilencilikle siyaset döner mi, hey budala? !

Siyasetin kanı: servet, hayatı: satvettir.

Zebünküş Avrupa bir hak tanır ki kuvvettir.

Donanma, ordu yürürken muzafferen ileri,

Üzengi öpmeğe hasretti Garbın elçileri !

Şimdi halen biz "Bulgaristan'da Türklerin ne işi var?" diye sormaya devam ettikçe, kendimizden bu kadar habersiz oldukça, ilimde, teknikte yerimizde sayıp, hurafelerle yola çıkmaya devam ettikçe:

Tuna nehri akmam diyor,

Etrafımı yıkmam diyor,

Sanı büyük Osman Paşa

Plevne'den çıkmam diyor.

Gibi acıklı türküler söyleyip yanıp yakılmaya mahkumuz. Osman Paşa “Çıkmam!” demiş ama çıkmışız. Hâlâ çıkıyoruz. Üstelik çıkarılıyoruz.

“Bir biz varız cihanda, bir de küffar.." meydan okumayı ; ilim, bilim teknoloji ve güçlü Ordu ile yapabiliriz. Barış, dünyada en güzel şey! Ama barış rüzgârı kuvvetliden yana...

Artık Türk Coğrafyasında dış düşman güçlerin operasyon yapma şansı kalmadı!

İşte vatan topraklarında hükümdarlığımızı hissettirmezsek, yarın tarih tekerrürden ibaret olur...

Tanrı Türkü Korusun.

Sevgi ve Saygılarımla.

<