Üç kelime
Üç kelimeden, anlamından, çerçevesinden, nüfuz alanından söz etmek. Üçü de yaklaşık olarak aynı anlamda sanılıyor ve birbiri yerine kullanılıyor. Fakat her birinin alanı, çerçevesi başka. Bu üç kelime söyleşi, sohbet ve muhabbet. Üçü akraba kelimeler ama çerçeveleri farklı kelimeler. Üçünü birbiri yerine kullanmak esastan yanlıştır.
Birinci kelime söyleşi. İki insanın kararlaştırarak, bir zaman dilimi ve mekeanı içinde karşılıklı olarak birbirine çeşitli konularda düşüncelerini ifade etmeleridir. Bu daha çok bir gazetecinin bir mütehassıs, uzman kişiyle belli bir konuda konuşarak konunun ayrıntılarını öğrenme merakının karşılanmasıdır. ‘Tıp alanında, tıbbın şu alanında uzman kişiyle söyleştik, bu söyleşiyi okurlarımızla paylaşıyoruz’ gibi bir tanıtımla yayınlanır.
Xxxx
İkinci kelime sohbet. Arapça kökenli Türkçe bir kelimedir. Sık kullanılan bir kelime. Sahabe, arkadaş kelimesinden geldiğini düşünüyorum. İki arkadaş otururlar, ya da birlikte olduklarında birbirinin halini öğrenip halleşirler. Sohbette samimiyet vardır. Yakınlık ve duygudaşlık vardır. Yapmacıksızdır. Haz verir insana. Dertlerini paylaşmak vardır. Paylaşılan dert hafifler, azalır. Paylaşılan haz, zevk, artar, ziyadeleşir. İnsanın sohbete ihtiyacı büyüktür. Özellikle yaşlandığında insan, kendisini dinleyecek, kendisine zaman ayıracak birilerini buldu mu, zevkine sınır olmaz. Sohbet, başına bir de hoş sıfatını alır. Adam ne kadar hoşsohbet birisi diye takdirler bildirilir. Hoşsohbet adamlar tarihten, edebiyattan, musikiden, sanattan, irfandan, tasavvuftan haberdar ise anlatacakları çok şey vardır. Zaman varsa dinlemek zevk verir. Sohbet arkadaşlık etmektir. Bir çok şey öğrenilebilir. Hoşsohbet olduğu gibi boş sohbet de vardır. Boş sohbetten Allah’a sığınmak gerek. Ömür kısa, yapacak iş ise çoktur.
Xxxx
Muhabbet daha başka bir kelime. İçinde sevgi barındırmayan hiçbir söyleşi, sohbet muhabbet kıvamına ulaşamaz. Söyleşide resmiyet var, sohbette samimiyet, ama muhabbette resmiyet olamaz, samimiyet olmalı ama yetmez. İlla içinde mayasında sevgi olmalıdır. Sevgisiz sohbete muhabbet denemez. Muhabbet bir çok manevi kaynakta keainatın yaratılış sebebidir. Alemlerin sahibi, yaratıcısı, kendinin bilinmesi, tanınması, sevilmesi için olduğunun yanı sıra tüm yaratılmışların sebebi ve nihai meyvesi kabul edilen Hazreti Muhammed Aleyhisselama olan sevgisinden, muhabbetinden dolayı yarattıklarının tümünü yaratmıştır. Bir çok mukaddes kaynakta bu ifade ediliyor.
Demek ki muhabbet başka bir şey. Sevgisiz muhabbet olmaz. Birbirini seven iki insan bir araya gelmedikçe muhabbet olmaz. Birbirini tanıyan iki insan bir araya geldiğinde sohbet ederler. Tanışan ya da o görüşme için tanışan iki insan birbiriyle söyleşebilir. Ama muhabbet edemezler. Muhabbet edebilmek için konunun iki tarafındaki insanın birbirini sevmesi şart. Biri habip biri habibe olmadan muhabbet edilemez.
Muhabbet başka bir şey canım!
Xxxx
Şarkılarımızda söyleşi yok ama sohbet var.
Yıldızlı sema altında yar ile sohbet ne güzel şey diyen şarkı sohbeti irfanımıza nakşetmiştir. Muhabbet bağına girdim bu gece diyen şarkı muhabbet kelimesini irfanımıza her daim yeşersin, dal-budak salsın diye dikmiştir.
Xxxx
Kelimeler şiirde, hikeayede, romanda, şarkıda-türküde, musikinin her hangi bir alanında yer almadıkça millileşmez. Kelimeler milletin ortak düşünceye ulaşmasında birer anahtardır. Her bir ferdi başka kelimelerle konuşan insan kitleleri millet olamaz. Millet manevi iklimi ile ümmettir. Millet dünyaya, ümmet maneviyata bakar.
Xxxx
Hiçbir millet, hiçbir medeniyet olamaz ki mayasında bir din, inanç manzumesi olmasın. Her medeniyetin mayası mutlaka Allah inancıdır. Dünyada şu anda var olan İslam Medeniyeti, Batı–Hırıstiyan Medeniyeti, Güneş, inek, put, fetişlere inanan Japon, Hind, Çin Medeniyetleri kendi inanç manzumelerinin zaferini arzu ederler. Kendi medeniyetlerinin en üstün, en hükümran olmasını isterler.
Ah milletim! Sen hangi medeniyetin müdahilisin, senin manevi iklimin seni sarıp sarmalıyor mu? Yoksa başka medeniyetlerin tasallutunda, hegemonyasında şaşkın ördek misali mi yüzüyorsun. Durup düşünmek ve üç kelimenin muhabbetini aramızda bollaştırmak ihtiyacımızın farkına varılmalı.