CEVDET TÜTÜNCÜ

CEVDET TÜTÜNCÜ

ULUSLARARASI SİYASET

Sevgili dostlar, Türkler Orta Asya’dan Batıya doğru olan yeni yurt arayışları ve fetihleriyle Anadolu’ya ayak bastıklarında tarihler 1071 yılını gösteriyordu. Büyük Selçuklu Hükümdarı Sultan Alparslan ( 1029 – 1072 ), devletine kesin hak olarak sağladığı Anadolu topraklarını, Malazgirt’te Bizans İmparatoru Romen Diyojen’i (1030 – 1068 ) 26 Ağustos Günü büyük yenilgiye uğratarak elde etmişti.

Her ne kadar savaş meydanında elde edilen bu başarı çok önemli olsa da Anadolu’nun tamamını Türklerin yurdu yapan asıl büyük başarı Sultan Alparslan’ın yenilen Romen Diyojen’i serbest bırakarak uyguladığı siyasi taktik neticesinde olmuştur. 

Serbest bırakılan Bizans İmparatoru İstanbul’a dönüşünde yenilen bir komutan olarak disiplinin kaybolması sonucunda Sivas dolaylarında ordusunda bulunan Ermeni askerlerin isyanı ve kendisini terk etmeleriyle karşılaştı. Ardından kendisinin yerine VII. Mikhail Dukas’ın ( 1050 – 1090 ) tahta çıkarıldığını öğrendiğinde de, her iki Bizans İmparatoru birbiriyle yaptığı iki savaşın sonucunda Romen Diyojen tekrar tekrar yenildi ve bu sayede de Bizans Ordusunun iyice zayıflaması sonucu doğdu.

Yenilen ve ordusu dağılan Romen Diyojen’e karşı elde ettiği başarılarla gerçekleri görmek yetisinden uzaklaşan VII. Mikhail Dukas, Alparslan’ın Malazgirt Zaferiyle elde ettiği tazminatları kabul etmeyince, Büyük Selçuklu Hükümdarının nihai hedefe giden Anadolu’nun  fethedilmesi yolu kendisinin planladığı şekilde açılmış oldu. 

Değerli okurlar, sonuca ulaşmak için uluslararası siyaset, yalnızca cephede elde edilen başarıların tek başına yetmediği tam anlamıyla bir satranç oyunu ve kozları elinde tutmak becerisini gerektirmekte… 

Tarih sahnesinin tanınan simalarından birisiyle örnek vermek gerekirse; 2. Dünya Savaşında Almanya’ya karşı önemli başarısızlıkların ardından üstelik bir de Londra’nın defalarca bombalanarak neredeyse elden çıkması tehlikesiyle karşı karşıya kalan İngiltere’yi zamanın başbakanı Winston Churchill’in ( 1874 – 1965 ) siyasi dehası kurtarmıştır.

Bir başarısızlık örneği ise cephelerdeki onca başarısını siyasi alanda değerlendiremeyen 2. Dünya Savaşı sırasındaki Almanya Şansölyesi Adolf Hitler’i ( 1889 – 1945 ) çağrıştırmakta…. 

Tarih böylesi örneklerle doluyken Türkiye’nin beli bükülür zannedilerek daha önce denenen ve bir türlü başarıya ulaşamayan eskimiş bayat uygulamalarla ülkelerinin Türkiye’ye karşı ne cephede, ne de siyasi alanda hiçbir başarı elde edememiş olması Emmanuel Macron, Katerina Sakelaropulu ve Armen Sarkisyan için örnek teşkil etmelidir…

Esen kalın.   

<