ÜNİVERSİTE SINAVLARI
27-28 Haziran size neyi anlatıyor bilmiyorum lakin iki senedir bizim için çok şey ifade ediyor. Üniversiteye giriş sınavlarının olduğu tarih, geçen sene ilk deneme ilk heyecan derken girdi çıktı. Puanı da iyi sayılırdı mühendisliklerden bir yer tuttururdu, lakin çok iyi bir fakülte olmayabilirdi ve onun hayalinde hukuk vardı.
Mezuna bırak o zaman dedik, öyle de yaptı mezuna bıraktı, sayısal çıkışlı olmasının dez avantajına rağmen çok çalıştı. Özel bir çocuk, disleksisi var, dershanesi, özel eğitimi derken gerçekten çok çalıştı.
Birden bu salgın ortamı ortaya çıktı, çevremdeki arkadaşlarımın çocuklarından duydum psikolojisi bozulanlar, saçları dökülenler, tırnaklarını yiyenler olmaya başlamış. Zaten bu bir iki saate sığdırılan bir hayat kaygısı, bir de sınav tarihlerinde yapılan oynamalar, çocukların üstündeki baskıyı kat ve kat daha da artırıyor.
Vurdum duymaz gibi duran çocuklar bile içlerinde bu sıkıntıyı yaşıyorlar. Olsa da bitse de kurtulsak moduna geçiyorlar. Bu sene lise sonlarla beraber en az beş milyon öğrenci ter dökecek sınavlarda kazanabilmek için.
Fakültelerin puanları oldukça yüksek, o puanları tutturabilmek için gece gündüz çalışan öğrenciler umarım istedikleri yerleri tuttururlar. Sınava giren öğrenciler heyecanlarına yenilmez, soruları anlayarak okurlarsa başarılı olabilirler inşallah.
Bu pandemi döneminde şunu da gördük ki sanal eğitim ilk okul çağında başında velisi oturan öğrencide bir derece başarılı olabilir belki ama lise ve üniversite düzeyinde yeterli değildir.
Hele hele sınavlarda soru başına 30 saniye verilmesi, öğrencilerin soruyu anlayarak okumasına bile yardımcı olamamıştır. Belki kopya çekilmemesi amacıyla bu yönteme başvurulmuş ola bilinir lakin soruyu okuyamayan bir öğrenci zaten soruyu cevaplayamayacağından o yazılıdan her zamankinden düşük not alacaktır.
Bu pandemi yönetiminde bu sınav tarihide bir ay ileri atıla bilinir çocuklar rahatlıkla bilinirdi. Lakin her zamanki gibi turizmcilerimiz düşünüldüğü için onların sezonları kıymetli olduğu için, çocuklar hazırlanmışlar hazırlanamamışlar, psikolojileri ne alemdeymiş kimin umurundaki. Artık ülkemizde bu üniversite giriş sistemine başka türlü bir sistem getirilmenin zamanı geldi de geçiyor bile. Öğrencileri şehirler arası atmak yerine kendi şehirlerindeki üniversitelerde okutmak ve mezun olduklarında yine kendi bölgelerinde istihdam etmek gibi olabilir. Ama bu yapılırken belli başlı dünya çapında saygınlığını kazanmış, üniversitelere girmek isteyenler için sınavlar düzenlene bilinir.
Her şeyden önemlisi, hayatları bu 2 saatlik sınava bağlı olan milyonlarca öğrencinin sesine kulak verebilmek ve sınavları ileri geri oynatırken, onlarda bırakacağınız etkiyi iyi hesap edebilmektir.