İLTER AVCI

İLTER AVCI

UNUTMAK, İHANETTİR !..

UNUTMAK, İHANETTİR !..

30 Ağustos günü şenlik olurdu : Şimdi ise o bayramlar her nedense sönük geçiyor. Bakıyorum koskoca  apartmanların balkonlarına sadece küçük bir bayrak: Zaferi unutmuşuz dedim içimden...

Bayramların bir resmi yönü var. Asker geçer, top, tank, geçer. Birde bizim şu andaki modern savaş araçlarımız var onu da geçit törenine ekledin mi, dosta güven, düşmana korku salar. Bir de vatandaşlarımız var. Herkes gönülden coşkunluk gösterir. Bu ikincisini kaybetmişiz. 

Zaferden bir gün önceki Türkiye'yi  okuyorum da, Yunan ordusu bütün Batı Anadolu'da, Bursa'da, Trakya'da. İstanbul hükümeti, yenen devletlerin diktasına boyun eğmiş. 

Eğer İstanbul barışı olursa, Venizelos Anadolu Rumları ile Batı Anadolu Türklerini değiştirmek, İzmir, Selânik gibi bir Yunan şehri olacaktı. İstanbul  milletlerarası bir nitelikte muamma kalacaktı.

Hatta çoktan bu İstanbul'da azınlıkta olacaktık. Bir defa ne çarşılarda, ne bankalarda, ne ithalât ihracatta  Türk'ün payı olmayacaktı. Doğuda da Ermenistan kurulmuş olacaktı. Kapitülasyonlar ise yürürlükte kalacaktı.

Türk toplumu, okuma yazma konusun da medreselere mahkum bırakılacaktı. Kadın köleliğe devam edecekti. Anadolu ve Trakya çarşıları Hıristiyan azınlıkların elinde bulunacaktı.

Hıristiyan azınlıkların refahı durmadan artacak ve Kürde, Çerkeze, Şiiye, Sunniye parçalanan Türkiye  yoksulluğu gittikçe çoğalacaktı.

(Bunları göz önüne alarak bizim bir an önce Türk devletler teşkilatını hızlandırarak , güvenlik birimi kurmamızı gerektiriyor)

Bu ölüm hükmünden kurtulmanın tek çaresi  Anadolu'da zaferi kazanmaktı. Bu zafer de ancak bir taaruzla kazanılabilirdi. Hükümet ise param yok diyordu. Ordunun başında bulunanlar taaruza karşı idiler. Meclis çoğunluğu ise ortalama barış peşinde idi.

İŞTE böyle kara bir günün kapkara bulutları içinden bir şimşek çaktı. MUSTAFA KEMAL Ordunun başına geçti. Bir vuruşta o sarsılmaz sanılan Yunan cephesini yıktı.

Bugünkü Türkiye ve Türklük yüzde yüz o günkü zaferin eseridir. 

Atatürk'ün kurduğu TBMM koltuklarında oturanlar ve aydınlarımız, lütfen  Fransız'ların Napolyon zaferini nasıl kutladıklarına göz atmalarını tavsiye ediyorum.

Bu yüzden o sarsılmaz ve  güvendiğimiz Ordumuzun genç Türk teğmenleri :

Dış hain güçlere, içerideki hainlere, yıkımcılara, Türk askerine kalleşçe pusu kuranlara;  kılıçlarının göstermişler ki;  biz var oldukça Türk devleti asla hiç bir şeye boyun eğmez demişlerdir. Var olunuz...

 

Rıfat Ilgaz'dan

Kaldır başını kan uykulardan

Böyle yürek, böyle atardamar

Atmaz olsun.

Ses ol, ışık ol, yumruk ol

Kara yeller başına indirmeden çatını.

Sel suları bastığın toprağı parça parça

Alıp götürmeden denizlere,

Çabuk ol.

Yollar kesilmiş, alanlar sarılmış

     Alıcı kuşlar fırıl fırıl tepende.

     Benden geçti mi demek istiyorsun ?

----------------------************-----------------------------

 

Bırak o zaman  Türk, Atatürk, vatan, toprak sevdamı öldürme !...

Tanrı Türkü Korusun.

Sevgi ve Saygılarımla.

<