ÜSTÜ KALSIN / Dolduruşa Gerek Yok
DOLDURUŞA GEREK YOK
Bu köşeyi yazmaya başlarken “siyaset yok” demiştim.
Merak etmeyin, sözümden dönecek değilim, ama şu kadarını –mesleğimi yakından ilgilendirdiği için- yazmama izin verin.
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu gazete sahipleriyle gazetelerin kilit noktalarındaki yöneticilerini ve yazarları dinliyor epeydir.
28 Şubat döneminde Hürriyet Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni olan Ertuğrul Özkök de komisyona ifade verenlerden.
Özkök, 3 Ekim 2012 tarihli Radikal gazetesinin haberine göre ifadesinde bazı gazetecilerin işine son verilmesine neden olan andıç haberinin kullanılmasıyla ilgili olarak “Dolduruşa geldik...” demiş.
Ne acı itiraf.
Hiç yakışıyor mu 20 yıl Hürriyet gibi bir gazeteyi yönetmiş kişiye, – dikkat isterim. Gazeteci demiyorum. Çünkü Özkök gazeteci değil, üniversiteden gazeteye geçmiş bir akademisyen- bu sözler.
Ne demek dolduruşa gelmek?
Yani şimdi biz “Dolduruşa gelen yöneticiye genel yayın müdürü denir” mi diyeceğiz.
..........
Meslekten başladık, bencileyin özdeyişlerle devam edelim.
Gazeteci, gazetecinin kurdudur.
Mesai arkadaşlarını sendikadan istifaya zorlayan yöneticiye yazı işleri müdürü denir.
Muhabirini kıskanan yöneticiye de yazı işleri müdürü denir.
Ustası olmayan gazetecinin anısı da olmaz.
Devir değişti, yazarlar da değişti ve gelişti. Dün kahve dedikodularını makale diye yazarlardı; bugün facebook ve twitter dedikodularını yazıyorlar.
Gün aşırı nefret suçu işleyen yazarların bu kadar çok olmasına ve bu yazarların çok, ama çok beğenilmesine çok üzülüyorum.
Sivil, siyasi, ticari, dini ve özellikle askeri güç odaklarına ruhunu satmış dünün “yandaş”larını hiç sevmiiim. Hele kırçıllı sakalı olanını.
Bugünlerde bazı gazete patronlarıyla yazarlar ne kadar inkâr ederlerse etsinler daima “iktidar”dan yana olmuştur.Yani “güçlü”den yana. "İktidar”bazen siyasilerde olur, bazen bir işadamında, bir kulüp başkanında ya da bir darbeci generalde. Kim olduğu fark etmez onlar için. Onlar için önemli olan “iktidar”dır, “iktidar”da olmaktır.