Mesleğimin 40.Yılındayım

 

"Geçsin günler haftalar/Aylar mevsimler yıllar/Zaman sanki bir rüzgâr/Ve bir su
gibi aksın…"
Öyle bir geçiyor ki zaman; tıpkı Enis Behiç Koryürek’in dediğince su gibi
akıyor.
İşte akıp giden ve asla hükmedemediğimiz o büyük gücün bilinmezliğinde
mesleğimin 40. yılındayım.

Ben gazetecilikteki geçmişini öyle kısa pantolonlu günlerinden başlatanlardan
değilim.
Doğruya doğru.
Meslekte ilk sözleşmemi üniversiteyi bitirdikten sonra imzaladım.
Başka hiç bir iş yapmadan sadece ve sadece gazetecilikten kazanılan parayla
sürdürülen hayat.
Ve işte bu hayat, çocuklarıma bırakabileceğim namuslu bir hayattır.
Gerisi boş.

Cemal Süreya’nın dediği gibi "üstü kalsın…"
Ne güzeldir Cemal Süreya’nın o şiiri.

“Ölüyorum tanrım
Bu da oldu işte.
Her ölüm erken ölümdür
Biliyorum tanrım.
Ama, ayrıca, aldığın şu hayat
Fena değildir.
Üstü kalsın.”

Süreya’nın bu şiirinde dervişane bir tavır var.

Belki bir meydan okuma, belki tevekkül.

Meydan okuma haddim değil ama tevekkülle geldik bugünlere .

40 yıldır Babıâli’de kim bilir kaç kere “Bu da geçer ya hu!” dedim, kimbilir.

Geçe geçe geldik bugünlere,yeni bir döneme.

Yeni dönem internet medyasının önlenemez yükselişi.

Belki geç oldu ama bugünden itibaren ben de yükselişin ilk basamaklarını
tırmanmaya başlıyorum.

Burada spor ve siyaset hariç her konuda yazmaya çalışacağım, güne bağlı
olmadan.

Şartlar zorlarsa her gün, ama daha çok canım istediğinde.

Ayrıca haber de olacak şu köşede, Babıâli fısıltıları da.

Anlaştık mı.

Öyleyse hoş bulduk

FACEFOOD KÖŞESİ

Bu bölüm sıkıntıya gelemeyenler, uzun uzun yazı okuyamayanlar için tablet
bölüm.

Burada kâh bilgilendireceğim, kâh haber vereceğim.

Buyrun bakalım:

Selanik’teki Atatürk Evi Müzesi restore ediliyor. Daha önce 1981 yılında elden
geçirilen müzenin çağdaş donanımıyla 29 Ekim’e 2012’de açılması planlanıyor.