İSKENDER ÖZSOY

İSKENDER ÖZSOY

ÜSTÜ KALSIN

ÜSTÜ KALSIN / Türkülerin Anası Zehra Bilir

O, babamın “Türkü Ana”sıydı.

“Türkü Ana”nın sesi duyuldu mu hafif cızırtılı RCA marka lambalı radyoda, evde sükûnet isterdi rahmetli.

Benim o çocukluk yıllarımda ve sonrasında türküyle, türkücülerle pek alışverişim olmadı doğrusu.

Üniversite yıllarına dek.

O yıllarda Ruhi Su dinleyeme başladım; kulaklarım türküyle tanıştı.

Yine o yıllarda –belki Cem Karaca dinlememin de etkisiyle- türkücüleri tanımaya başladım.

Yıllar ilerledikçe türkü hayatıma iyice girdi.

Bize, bize anlatan; doğuma da ölüme de, bayrama da seyrana da, âşıka da dertliye de yakılan türkülerimizi ve onları seslendirenleri seviyorum artık.

Bu türkücülerden Zehra Bilir’in, babamın “Türkü Anası”nın ayrı bir yeri var hayatımda.

1940-1960 yılları arası radyo ses ve saz sanatçılarıyla röportajlar dizimin ilk sanatçılarından biriydi.

Beni onunla Grafson plak şirketinin kurucusu Mihran Gürciyan tanıştırmıştı.

Bilir’e Mihran Bey’in referansıyla gitmiştim.

Öyle olunca röportajdan sonra birkaç kez daha görüştüm Zehra Hanım’la.

25 Mart, adıyla özdeşleşen lakabı gazeteci Hikmet Feridun Es’ten miras, Zehra Bilir’in doğum günü.

1913 yılında Malatya’nın Arapgir ilçesinde doğan Zehra Bilir ilkokulu Elazığ’da, ortaokulu Kayseri’de bitirdi. 1927’de İstanbul’a geldi, Divanyolu’ndaki Biçki ve Dikiş Yurdu’nda daktilo öğrendi, sekreterlik yaptı. Önce Süreyya Opereti’nde, 1933-1935 yıllarında da Darülbedayi’de (Bugünkü Şehir Tiyatroları) figüranlık yaptı. 2 Nisan

1936’da mühendis Selahattin Bilir’le evlendi. Eşinin görevi gereği Anadolu’yu gezdi. Bu gezilerde türkülerle tanıştı, türkü yakanları dinledi, dağarcığını zenginleştirdi. Yeni öğrendiği türküleri arkadaşlarına okuyordu. Çevresinin sahneye çıkma ısrarı karşısında İstanbul’a döndü, Sahibinin Sesi plak şirketinin müzik direktörü Kanuni Artaki Candan’ın öğrencisi oldu; ondan 1939- 1944 yılları arasında nota, usul ve solfej öğrendi.

Zehra Hanım, hocasıyla tanıştığı günü röportajda şöyle anlatmıştı: “11 Şubat 1939 tarihinde hocamdan ders almaya başladım. Beş sene haftada iki gün derse devam ettim. Ut çaldığımı da öğrenen hocam benden bir türkü okumamı istedi. Hop Hop Nanay türküsünü okudum.

Türküyü bitirdikten sonra beklemediğim bir şey oldu ve hocam  ‘Senden türküden başka bir şey duymak istemiyorum. Bundan sonra hep türkü söyleyeceksin.’ dedi. İşte o günden beri türkü okuyorum.”

Candan’ın öğrencisi olduğu günlerde, 31 Mayıs 1939 tarihinde ilk plağı Güvercin Vurdum Kalkmaz türküsünü cümbüş de çalarak Sahibinin Sesi şirketine okuyan Bilir, 1942-1943 yıllarında da İstanbul Belediye Konservatuarı’nda Sadettin Arel’in nazariyat derslerine devam etti. 1943 yılında eşinden ayrılan “Türkü Ana” bir iki özel gecede sahneye çıktıktan sonra profesyonel olarak 2 Haziran 1944 tarihinde İstanbul’da Küçükçiftlik Parkı’nda sahneye çıktı. O zamana kadar çok durgun geçen sahne tavrına hareket getirdi. Sırmalı terlik, modernize edilmiş şalvar ve mizansen olarak kullandığı ipek mendil onun sahnelerdeki simgesi oldu.

İkinci evliliğini madenci Necmi Ergener’le yapan Bilir, kayınpederi eski CHP Zonguldak Milletvekili hafız İsmail Ergener istemediği için 1951 yılında sahnelerden çekildi.

Ölümüne dek 43 plak dolduran “Türkü Ana”nın radyoyla tanışması 1943 yılında olmuş. Bilir o yıl, Beyoğlu Postanesi’nin üstündeki yerinden yayın yapan İstanbul Radyosu’nda canlı yayına çıkmış.

28 Haziran 2017 tarihinde ölen Zehra Bilir’i rahmetle anıyorum.

<