ZEKİ GÜVEN

ZEKİ GÜVEN

VEJETARYEN OL, ÖZÜNE DÖN

Yaklaşık olarak 5 yıldır vejetaryen besleniyorum. Yaşadığımız toplumda çokta kabul görmeyen bir yaklaşım bu. Karşılaştığım kişiler bana hep şu soruları soruyor; ‘’Hiç et yemiyor musun?’’ , ‘’Tavuk et sayılmaz, onu neden yemiyorsun?’’ , ‘’Bence sen gizli gizli yiyorsundur?’’ ve bunun gibi daha neler neler. Bu sorulardan yola çıkarak toplum vejetaryenliğin ne olduğunu bilmiyor. Zaten bilselerdi bu soruları sormayı bırakın herkes vejetaryen olurdu. Amacım sizleri de vejetaryen yapmak değil, sadece bu konuya aydınlık kazandırmak. Konuya şöyle başlamak istiyorum. İnsanlar otobur bir bünyeye sahiptir.

İnsanlar buzul çağına kadar vejetaryen bir şekilde beslenmişlerdir. Buzul çağının sonlarına doğru asıl besinleri olan sebze ve meyveleri, soğuk hava şartlarında bulamamışlar ve yaşamlarını sürdürebilmek için, et yemek zorunda kalmışlardır. Bu alışkanlık yıllarca devam etmiştir. Buna rağmen tarih boyunca vejetaryen beslenmenin yararlarını ve sağlık açısından önemini bilen insanoğlu, bu beslenme şekline geri dönmüştür. Çünkü insan için et yemek, doğal değildir. Neden mi?

 

İnsanın diş yapısı çiğ eti koparmaya, parçalamaya ve ağız içinde öğütmeye elverişli değildir. Bunun için çok pişirmeniz gerekmekte. Bu da pişmesi sırasında yararlı olduğu savunulan besinlerin kaybolmasına aksine zararlı bakterin üremesine yol açmaktadır. 

Dişler; Etoburlarda köpekdişleri kalın ve uzundur. Öğütücüdişler ise sivri ve keskin. Çünkü avladıkları hayvanları parçalayıp etlerini de parçalayarak yutarlar. Ot oburların ise bunların tam tersi.

Mide; Etoburlarda çiğnenmeden yutulan veya parçalanmış et midede hazmedilir. İnsan midesindeki salgı bezi, ette bulunan fazla azotu et oburlarda olduğu gibi amonyağa dönüştüremez. İnsan karaciğerinin etteki azotu uzaklaştıramaması gut, romatizma ve sinir hastalıklarına yol açar. 

Dili yumuşaktır. Suyu yalayarak içmez. Elleri pençesizdir. Köpekdişleri diğer dişlerden yüksek değildir. Gözü, etoburlarda olduğu gibi alaca karanlıkta görmez canlı hayvan kokusunu uzaktan almaz. Bırakılsa, uzayan tırnaklarıyla en küçük bir kuş ya da hayvanı bile parçalayamaz. Kolayca ağaca tırmanıp meyve toplayabilir. Ama sıçrayarak vahşi hayvanları koşarken yakalayamaz. Çiğ veya kokmuş eti yiyemez. Öldürmekten ve kan dökmekten doğal olarak kaçınır. 

İnsan duyuları ve duygularıyla hareket eden bir canlıdır. İnsanlar meyvelerden tat alırlar. Yiyeceği gıdayı gözü ile görmek, burnuyla koklamak, diliyle tatmak ve haz duymak ister. İnsanlar sadece yemek için yemez, bundan keyif alır ve çeşitlilik ararlar. Lezzetleri birbiriyle karıştırıp yeni lezzetleri keşfeder. Etobur canlılarda ise bu duygu ve hazların hiçbiri yoktur.  Et yiyerek protein, demir ve çinko ile besleneceği bilgisiyle yanılgıya düşen insanoğlu, sürekli hasta ve zavallı hale gelmiş, kaygı ve korku ile dolmaktadır. Sebze ve bakliyatlar da, etten alacağı protein, demir ve çinko fazlasıyla mevcuttur. Bu yüzden diyorum ki Vejetaryen olun, özünüze dönün…

Sevgilerimle... 

Ayrıca Orijinal Yoga Sistemi ücretsiz tanıtım çalışması için: 

Yoga Academy Denizli - 0505 445 2337 – 0 505 629 0526 

Yazan: Zeki GÜVEN – Yoga Antrenörü

<