Vurdum duymazlık!
Dünyanın dengesi kaçtı...
Havalar mevsimin beklenen şartlarında geçmiyor...
Olağan üstü rüzgarlar, fırtınalar, toz bulutları, dolular, sağanaklar bunun en belirgin göstergeleri...
Bir de bunun üzerine gelen salgın, toplumun kırılmasına neden oluyor...
Bütün bu gelişmelerin bir tek sorumlusu var:
İnsanoğlu...
Yani biz insanlar...
***
Benim gibi yaşlıların iyi bildiği bir deyim vardır:
“Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete” diye...
Yaşlanan dünyamızı korumuyoruz...
Kişisel davranışlarımızla dünyamızın hızla yıpratıyoruz...
Çevremizi gereği gibi korusak, kollasak çocuklarımız, torunlarımız, hatta torunlarımızın torunları rahat edecek yaşlı dünyamızda...
***
Çevre bilincini toplumumuzun tüm katmanlarında oluşturmamız gerekiyor.
Bunu, medyayı aktif kullanarak, yasal düzenlemelerle, eğitimle, ağır müeyyidelerle yapabiliriz...
Magazine yer ayırdığının yarısı kadar çevre bilincini geliştirici haberler yapsa TV’lerimiz, inanın bana bugün dünden daha iyi olacak...
***
Eskiden köylerde yerleşim alanı temizliği yapan kişiler mi vardı?
Hayır yoktu!..
Ama herkes en azından evinin önünü temizliyordu...
Bu nedenle köyler temiz kalıyordu...
Şimdi, köylerin büyük kısmı büyük şehirlerin mahallesi oldu...
Sonuç; köylerimiz, küçük yerleşim alanlarımız neredeyse çöplüğe döndü...
***
Artık bir karar vereceğiz:
Ya vurdum duymazlığa, “bana ne?”ciliğe devam edeceğiz...
Çevre kirliği içinde “yok” olacağız, hatta hastalıklarla, acılarla...
Ya da, toplumsal çevre bilincimizi geliştirerek, davranışlarımızı değiştirerek daha duyarlı, diğer insanları uyarıcı birer insan olacağız...
Kararı, elbette biz insanlar bireysel davranışlarımızla vereceğiz...
Ya daha da kirli, ağır koşullar içerisinde yaşayacağız...
Ya da dünyamızı geleceğe sağlıklı bırakacağız!..
