YAKA ve MADALYA
Sevgili dostlar, gerek sohbetlerimizde meramımızı anlatmak ve gerekse özellikle nasihatlerimizin etkili olmasında başvurduğumuz, bir cümle ile pek çok şey anlatan atasözleri ve deyimler dilimizde hayli çok sayıda var.
İyi ki var..,
Kısa ve öz konuşmanın ne denli önemli olduğunu ortaya koyması bakımından ayrı bir özellik arz eden atasözlerimiz ve deyimlerimiz yerli ve yabancı pek çok edebi eserlere ve akademik çalışmalara kaynak ve konu olarak dilimizin zenginliğini ortaya koymakta, dünya dilleri arasında kendine has ifade bulmaktadır.
Öyle ki, onlarca anlamı içeriğinde barındıran bunlardan birisini ele alalım;
“ Yakanı kaptırma. “
“ İki yakan bir araya gelmesin. “
“ Yakamı kurtaramadım. “
“ Yakama yapışma. “
“ Yakamı bırak. “
“ Yakamdan düş. “
“ Yakamda çiçeğim ol… “
Bir tek “ Yaka “ kelimesiyle ifade edilen onlarca anlam !..
Değerli okurlar, yaka bir insan vücudunda bulunan, yaşadığı hayatta göğsünü germek, yaptığı işi göğsünde gururla taşımak anlamını taşıyan dolayısıyla başarılarımızı yansıtan en görkemli yer…
Bu nedenle mesleğimizi, branşımızı tanıtan rozetimizi yakamızda taşırız.
Bu nedenle sevdiğimizi göğsümüze - yakamıza sevdiğimiz çiçek olarak takarız.
Bu nedenle onca doğrulukla çalışmak ve çabayla elde ettiğimiz başarılarımızın ödülü
olan madalyalar yakamıza takılır.
Gururla taşırız…
Amacımız daima bu gururu yaşamak olacaksa, yaşadığımız sürece hayat mücadelemizde eylemlerimiz dürüstçe, özveriyle çalışmak ve yaşamak çizgisinde dosdoğru ilerlemek olmalıdır.
Burada bir söz de biz söyleyelim, iyiye teşvik ve dilek anlamında dillerde destan olup yıllarca dolaşsın…
Öyle bir hayat yaşa ki ..,
“ Yakanda madalyan olsun. “
Esen kalın.
