DOĞAN ÖZKAN

DOĞAN ÖZKAN

Yalnızlık sendromu

 Sosyal yaraları deşmeye devam edelim…

Yani gözümüzün önünde olan, ya görmezden geldiğimiz, yada kanıksadığımız kavgalar, cinayetler…

Aslında bunun temelinde ne yatıyor biliyor muyuz?

 ABD’de yapılan bir araştırma bize bu konuda biraz ışık tutuyor gibi.

Şöyle diyor araştırma; Yalnızlık ve benmerkezcilik ilişkisi üzerine yapılan araştırma bulgular ikisi arasında kuvvetli bir bağ olduğunu gösteriyor.

Yalnızlık bu denli caydırıcı bir işarettir ve bizi sosyal ilişkilerimizi korumaya, onarmaya veya değiştirmeye yönelik, bilinçli bir şekilde hareket ettirmek için “oraya geri dönme” konusunda motive etmek üzere çalışır. Psikolojik açıdan bakıldığında, yalnızlık, fiziksel acının duygusal karşılığı olarak kabul edilebilir. Tıpkı, ağrının doku hasarına ilişkin bir işaret olması gibi, yalnızlık da sosyal ilişki hasarları konusunda bizleri uyarır.

Chicago Üniversitesi’nde bulunan Bilişsel ve Sosyal Sinirbilim Merkezi’nin yayınladığı yeni araştırmaya ve merkezin direktörlüğünü yapan psikolog John Cacioppo’ya göre, yalnızlıktan kurtulmak için harekete geçmek, türlerin hayatta kalması açısından hayatî bir davranıştır.

Cacioppo, yaptığı açıklamada, “İnsanlar, büyük oranda karşılıklı yardım ve dayanışmaya ilişkin sosyal etkileşimlerde uyumlu olduklarını gösteren beyindeki değişimler nedeniyle, böyle güçlü bir tür haline geldi,” diyor. “Karşılıklı yardımlaşma ve dayanışmaya sahip olmadığımız durumlarda, kendi çıkarlarımıza ve refahımıza odaklanma ihtimalimiz artar, yani kendimizi daha çok merkeze yerleştiririz.”

Aslında bu sorunun cevabı  son iki satırda yatıyor. Tekrarlayalım: “Karşılıklı yardımlaşma ve dayanışmaya sahip olmadığımız durumlarda, kendi çıkarlarımıza ve refahımıza odaklanma ihtimalimiz artar, yani kendimizi daha çok merkeze yerleştiririz.”

Kendimizi daha çok merkeze yerleştirirsek ne olur?

1-) Kendimizi hep haklı görürüz.

2-)Bizim dışımızda herkes kötüdür ve cezalandırılmayı hak eder.

3-)Her şeyin en iyisiyle biz biliriz.

4-) Tek doğru bizim doğrumuzdur..

5-)Hakkımızı her koşulda korumalıyız korumak için ne gerekirse yaparız.

 Bu maddeleri çoğaltmak mümkün…

Eğer bu satırları iyi analiz edersek, son yıllarda yaşadığımız travmanın nedenlerini bulma şansımız çoktur…

Önce bireyselleşmeyi teşvik edenler, şimdi nasıl sosyalleşirizin cevabını arıyor…

Hele hele 20 milyonluk bir kentte yaşayıp ve yalnız kaldıysanız, bırakın travmayı ciddi şizofren bunalımlar geçirmeniz bile normaldir..

Sanırım Türkiye’de yaşanan budur…

<