YANAL'dan HATALAR SİLSİLESİ
Bir önceki hafta kazanan takımını ödüllendirmek Ersun hocanın ilkesi haline gelmiş sanki. Eğer Sadık sakat, Topal da cezalı olmasaydı belki de Yanal yine geçen haftaki kadroyla çıkacaktı sahaya. Ne yazık ki Ersun Hoca çok formsuzdu Kayseri deplasmanında. Akademisyen olarak bildiğimiz hocanın istatistikdeki olasılık hesaplarını tam bildiğini de söyleyemeyiz herhalde. Böylesine zor bir deplasmanda oyunun kolay olmayacağını oyuncularınıza söylemediniz mi sevgili hocam?! “Aman dikkat çocuklar…Kayseri sert bir takım. Eksik kalmamalıyız. Sarı kart görmeyelim. Heleki kırmızı kart…Sakın aklınızdan dahi geçirmeyin!” diye futbolcularınızı uyarmadınız mı sevgili hocam?!
Yanal’ın sahaya sürdüğü onbirde de hatalar vardı. Elinde Viktor Moses gibi çalım atan, koşan, kaleye direk giden, arkadaşlarını gol pozisyonuna sokan bir oyuncu varken; üstüne üstelik Moses geçen hafta golle tanışmışken yedek kalması akla mantığa uygun bir karar olmamış doğrusu. Ki ikinci yarıda Jailson’a verdiği ara pası görülmeye değerdi doğrusu. Bu pozisyonda golü atamamak Jailson adına karşılaşma boyunca yaptığı en büyük hataydı. Yoksa tek kelimeyle mükemmel bir mücadele gösterdi Brezilya’lı. Moses konusuna dönersek; Ersun Yanal oyunu önce tutmak mı istedi, önce kapanır korurum sonra atarız mı diye düşündü bilemiyorum ama ilk onbire çıkmalıydı Moses.
FREY’den MEDET UMMAK!
Hem Serdar Aziz’in, hem de Tolgay’ın sadece maç eksikleri yoktu. Uzun zamandır topla haşır neşir olmamışlar, hatta yeterli antrenman bile yapamamışlardı. Serdar’ın sahaya çıkması normaldi. Zaman zaman stoperde oynayan Topal cezalıydı. Sadık sakat, Skirtel de son günde hastalanmış oynayacak gücünü kaybetmişti. Roman’ın yanında sadece Serdar oynayabilirdi. İyi de oynadı Serdar. Ancak Tolgay’ın Jailson’a böylesine sert bir deplasmanda partner olması büyük bir yanlıştı. Tolgay aynı geçen hafta oynanan Göztepe karşılaşmasındaki gibi ikinci yarıda oyuna girebilirdi. Bakmayın siz Eljif’in topu kaptırıp gole sebebiyet vermesine. Son yedi dakikada oyuna giren bir oyuncudan ne beklersinizki? Kurtarıcı olmasını mı? Üstelik Volkan’ın topu oyuna sokarken aceleci davranmasının hiç mi suçu yok sizce? Zorlu deplasmana Eljif-Jailson ikilisiyle başlayabilirdi Fenerbahçe. Üstelik Tolgay öne doğru değil, aynı Topal gibi içeriye yani stoperlerin arasına girerek oynadı hep. Topu ileriye taşıyamadı oyunda kadığı süre zarfında.
Frey’in oyuna girmesine siz yorum yapabilir misiniz bilemiyorum ama ben tek kelimeyle çılgınlık diyebilirim açıkcası. Ersun hoca aklını kaçırmış olmalıydı. Bir aydır oynamayan, yeni yeni antrenman yapmaya başlayan, üstelik sene başından bu yana kalitesi negatif yönde hep tartıya konan bir oyuncuya, hem de sahada bir futbolcu eksikken umut bağlamak akıllara zarar olmalı. Halbuki hocanın yapacağı tek şey vardı. O da orta sahasını sağlama almaktı. Dakikalar 72’yi gösterdiğinde oyuna giren Frey değil, Eljif ya da Miha olmalıydı. Hem bir kişi eksiksin hem de sahada Victor ve Ayew gibi forvet tandaslı iki oyuncun var sahada. Neden 3. bir forveti alıyorsunuz sahaya sevgili hocam? Elmas veya Zajc ile orta sahayı güçlendirsiniz, ekonomik kullanma adına Moses ve Andre’yi ileride değiştirerek oynatsanız bu mücadeleyi kaybetmezdiniz. Maalesef sınıfta kaldınız.
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ!
Hakemler hakkında ilke olarak yazmak ve eleştirmek taraftarı değilim ancak sahadaki ve VAR’ın başındaki hakemlerimiz ısrarla pozisyonları görmemekte ısrar ediyorlar. Bizlerin canlı yayında veya ilk tekrarda televizyon önünde farkedebildiğimiz pozisyonları onlar koca VAR ekranlarında ve farklı farklı açılardan izlemelerine rağmen yanlış karar vermeleri futbolumuz adına kocaman bir ironidir. İyi ki var var! Ya olmasaydı kimbilir neler neler olacaktı düşünsenize!!!