Yarın dananın kuyruğu kopabilir, mi?
Yarın, Türkiye siyaset sahnesi için çok önemli bir gün...
6’lı masada önemli konular tartışılacak...
Dananın kuyruğunun küçük de olsa kopma olasılığı var...
Masa devrilirse, işte o zaman sahneye yeni yüzler aranacak!..
Her iktidar, rakibini ya da rakiplerini egale etmek ister...
Bundan doğal bir şey yok!..
Aklımdan çıkarmadığım bir söz var:
“Kim ne yaparsa, kendine yapar!”
Çok anlamlı ve çok doğru...
Yarın CHP’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek “Altılı Masa 2. Tur İlk Toplantısı”nda fırtınaların eseceği kesin!..
Dışarıya yansır mı bilemem...
Bay Kemal’in adaylık açısından çok erken “gelin-güvey” olduğu kanaatindeyim...
Özellikle, onun CHP’nin başından gitmesini isteyenler körükledi!..
“Altılı Masa belirleyecek” denmesine rağmen, anlaşılan kimsenin fikri alınmamış...
Bu konuda, ben Kemal beyi suçluyorum...
“Niyetin olabilir, ama neden sahneye atladın?” diye...
Sonuçları tek seni ve partini ilgilendirmiyor...
Muhalif, yeni iktidar beklentisi içerisinde olan herkesi ilgilendiriyor, bu durum!..
Hırs ve gaza gelmek işte böyle bir şey...
***
Gelelim altılı masanın 2. büyük partisine...
Ve onun Genel Başkanı Meral Akşener’e...
Bir dediği bir dediğini tutmaz oldu, neden?..
Parti içerisindeki farklı görüşteki kişiler, altılı masanın altına dinamit yerleştirmeye çalışırken, Akşener sessizdi, sadece seyrediyordu...
Kocaeli’nde yaptığı konuşmada, “Kılıçdaroğlu'na herhalde ölünceye kadar şükran duyacağım. Ben sülaleme Sayın Kılıçdaroğlu’nu vasiyet ettim. Çocuklarıyla beraber vasiyet ettim. Siz sahip çıkamaz başlarına bir şey gelirse bendedir, bizdedir” diyeceksin, sonrada “Biz borcumuzu ödedik” cümlesiyle işin içinden çıkmaya çalışacaksın!..
Nerede kaldı vasiyetin?..
Bu konuşmadan hemen sonra bakın, Akşener canlı yayında Fatih Altaylı’nın karşısında neler söylüyor:
“Bu masaya bu görevi verip, kendini bağlayan sayın Kılıçdaroğlu. O masanın bir noter olma görevi yok. Sayın Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı tarifi vardı. Ben ona hep katıldım. Benim söylediğim bir şey daha var; kazanacak bir aday. Aklı başında, devlet deneyimi olan, bugünkü tuhaflıklara müsaade etmeyecek.”
İyi güzel de Sayın Akşener, “ Benim söylediğim bir şey daha var; kazanacak bir aday. Aklı başında, devlet deneyimi olan” ne demek?..
Sizce, Kılıçdaroğlu kazanamayacak bir aday mı?..
Sizce, Kılıçdaroğlu aklı başında değil mi?..
Sizce, Kılıçdaroğlu devlet deneyimi olmayan bir kişi mi?..
Hedef kim, hedefiniz ne anlamak mümkün değil...
Altılı masanın favorisi ile plasesi böyle olursa, bu yarışı kazanmak zor olacak!..
***
Ben daima Kılıçdaroğlu’nun aday olmasına karşı çıktım...
Çünkü, aday olursa, CHP’de tamtamlar seçimi bile beklemeyecek!..
Aportta bekleyenler, köşeleri kapmak için birbirinin üzerine atlayacak!..
Geçici bir dönem için nedir bu sevda?..
Ben Kılıçdaroğlu’nun aday olmasını istemeyenlerdenim!..
Lokomotif parti, ülkeyi yeni güçlü sisteme taşıyacaksa, o makama ismi duyulmamış bir kişi bile aday gösterilebilir...
Önemli olan, parlamentoda 400’ü yakalamak!..
Yarınki toplantıda filler, fincanları kırmaz ya da dağıtmaz inşallah...
***
Bir cümlede bu özgür sütundan sevdiğim, saydığım, değer verdiğim, büyüğüm, patronum Engin Köklüçınar’a...
“İnsan bindiği dalı keser mi?”
Seni kıracağıma kalemimi kırarım...
Haklısın...
Bugünler de geçecek!..