Yasak konu, cinsellik
Benim ülkemin insanlarının çok önemli bir meselesi var. Ama o mesele konuşulamıyor, yazılamıyor. Cinsellik.
Mensubu olduğumuz İslamiyet’e bakılırsa cinsellik önemli bir konu. Nesillerin sahih olması çok önemli. Bunu sağlamak için nikeah müessesesi tesis edilmiş. Coğrafyaya göre ergenlik yaşı değişmekle beraber 15 yaş her yerde yeterli sayılıyor. Kanunlarımıza göre ise 18 yaş cinselliğin yasalar teminatında yaşanmasına izin veriyor.
Ama 18 yaşına geldiğinde hiçbir erkeğin evlenmesi için yeterli maddi imkeanı oluşmuyor. Kızlar için ise, aile geçimini sağlayabilecek bir erkek bulunabiliyor. Erkeğin yaşı bu yüzden kızın yaşından büyük oluyor.
Zaten arzulanan evliliklerde erkeğin üç-beş yaş büyük olması yadırganmıyor.
Xxxx
Aile bugün de milletin en küçük birlikteliğidir. Çekirdek aile denilen karı-koca ve olursa çocuklar artık herkesin kabul ettiği bir aile tipi. Lakin maddi şartlar bir ailenin geçimini o kadar güçleştirmiş ki, bir tek erkeğin çalışması bu konuda yeterli olamıyor. Zaten kızlarımız da okutulduğu ve bir meslek sahibi olduğundan çalışmaması abes oluyor. Hem kızların okumuş meslek sahibi olması, hem maddi şartların tek maaşla geçinmeyi imkeansız kılması yüzünden evlenen kız ve erkek birer iş yerinde çalışıyorlar. Aynı meslekte olanlar, aynı iş yerinde çalışanlar da olabiliyor. İş yerindeki şartlar çalışan erkeği de, kadını da yoruyor. Eve gelindiğinde törelerin kadınlara yüklediği ev işleri de kadına ikinci bir yorgunluk oluşturyor.
Xxxx
Yorgun kadın, kocası gibi para kazanan kadın erkeğinden yardımcı olmasını bekliyor. Erkek çok iyi niyetli olsa bile ev işlerini yapmakta çok da başarılı ve istekli olmuyor. Kavga başlıyor. Aile içinde milyonlarca kavga sebebi var. Kadının ‘ben de kazanıyorum’ sözü erkekleri çileden çıkarmaya yetiyor. Geleneksel olarak kadının daima erkeğinin ağzına bakması, onu mutlu etmeye çalışması gerekiyor. Ama para kazanan, okumuş meslek sahibi olmuş kadın kendisinin de mutlu edilmesini bekliyor. Bu beklentisini yüksek sesle ifade ettiğinde de kavga çıkıyor.
Her yıl 150 bin aile boşanıyor. Maddi imkeansızlık yüzünden zamanında evlenemeyen kız ve erkeklerin sorunları yetmiyormuş gibi bir de boşanan insanların meselesi cemiyeti kasıp-kavuruyor.
Xxxx
Bütün bu zamanında evlenemeyen, evlendikten sonra evliliği devam ettiremeyen insanlar cinselliğini nasıl yaşıyorlar? Cinsellik sağlıklı insanlarda bir bünye ihtiyacı iken bu ihtiyaç yasaların ve toplum ahlakının kabul ettiği gibi yaşanamayınca insanlar helal olmayan, yasal da olmayan, ahlaki hiç olmayan yollara sapıyorlar. Fuhuş, zina, gayrı ahlaki, gayrı meşru birliktelikler ve yaşanan cinsellik nesebi gayrı sahih doğumları da beraberinde getiriyor. Bu doğanlar bazen cami avlusuna, bazen bir umumi tuvalete, bazen bir sokağa, ya da öldürülerek çöp kutusuna atılıyor. Öldürülmeyenler ise babasız, babasının kim olduğunu bilmeden hayata devam ediyor. Acılar, ezilmeler, itilip-kakılmalar, horlanmalar, hakaretler sineye çekilse bile, duygu boşluğu asla giderilemiyor. Bir yığın insan duygusal kişiliği gelişmemiş, yaralı-bereli şekilde hayatta herkesle beraber yaşamaya devam ediyor.
Xxxx
Bu duygusal eksiklik, kişilik bozukluğu olarak değişik şekillerde ortaya çıkıyor. Erkek düşmanı kadınlar, kadın düşmanı erkekler, sapkın tarzlarda cinselliğini yaşamaya başlıyorlar.
Aslı Arapça cürüm’den gelen Batı dilinde crimin olan suçların büyük ekseriyeti cinselliğin yasalar teminatında, ahlak sınırları içinde, meşru biçimde yaşanamamasından kaynaklanıyor.
Cinsellik konusu toplumda çok iyi yaşanamadığından, konuşulamıyor da. Çünki o konuda herkesin bir yarası, eksiği var. Bu yüzden konuşulamıyor. Çocuklara ve gençlere cinselliğin bir fıtrat kanunu olduğu, insan neslinin böyle çoğalacağı, ama bu işin yasalar teminatında ve meşru, ahlaki yaptırımlar çerçevesinde yapılması gerektiği anlatılamıyor. Çünki insanlar cinselliklerini bu tarzda yaşamıyorlar.