YAŞAM KALİTEMİZ
Merhaba Değerli Okuyucularımız...
Öncelikle belirtmeliyim ki ; Ülkemizin başı sağ olsun. Şehitlerimize rahmet ve yakınlarına sabır diliyorum. Maalesef ki maalesef ülke olarak çok zor dönemlerden geçiyoruz. Her bireyin ve her ailenin yaşam mücadelesi, geçim sıkıntısı, duygusal travmalar, zihin yorgunlukları derken bir de her geçen gün televizyon ekranları ve sosyal medyadan duyup , gördüğümüz acı haberler ve olaylar cabası...
Bütün yaşanan hadiseler öğretiyor ki; daha güçlü, daha birbirine bağlı ,daha sağlıklı bireyler olmalıyız. En azından bizi örnek alan kişilere, evlatlarınıza, gelecek nesile "kaos ve şiddetten " daha farklı şeyler de bırakabilelim. İyileşmeye , iyi olmaya , yaralarımızı sarmaya önce kendimizden başlarsak, oturduğumuz yerden kötümser bir pozisyonda başkalarının eksilerini eleştirmeye , fırtınaya sel ile cevap vermeye vaktimiz olmaz, diye düşünüyorum. "Yaşam Kalitesi" nedir sizce ? Kalite deyince; Pahalı arabalar, lüks kıyafetler ve ya restoranlar mı geliyor aklınıza... Benim şahsi kanaatim şudur ki; "Kalite" nin bunlarla hiç bir alakası yok. Aldığınız nefesin , kalbinizden ve zihninizden geçen düşüncenin asıl kumaşından söz etmek istiyorum.
Evinizdeki huzur , kıyafetlerinizin temizliği, israf edilmeyen ve bereketli bir şekilde hazırlanan, tüketilen yemeklerden , dostlukla paylaşılan sofralardan söz ediyorum. Evet mutsuzuz, evet stresliyiz, haksızlığa uğruyoruz, evet acı kayıplarımız, doğal afetlerimiz oluyor. Lâkin; ağzımızdan çıkan her kötü söz , her beddua, her isyan evrende dönüp dolaşıp yine bizim karmamıza dahil oluyor . Akşamları eve geldiğinde Ana Haber bülteni izleyip , küfür eden bir babanın oğlunun da yarın bir gün bir arkadaş kavgasında kim vurduya gidip , o bültenlerde yer almayacağı ne mâlum?
Çünkü bizi izleyerek büyüyen bir nesil var . Sistem denilen şeyin bozuk olduğunu düşünüyorsan; Sen düzgün kalmaya çalışmalısın o zaman. Özellikle zor zamanlarda ; En çok da aklı başında insanlara ihtiyacımız var , en çok da farkındalığı uyanmış insanlara. Ülkemizde herhangi bir kaos gündeme geldiğinde insanların ortak düşüncesi; " Yine birileri birşeylerden haberdar olmayalım diye interneti kısıtladı " yönünde. Hiç düşündünüz mü ; Aynı anda binlerce insan en doğru haberi almak yerine sırf sosyal medya da taraflı ve ya tarafsız tavrını belli etme gereksinimlerinden dolayı yoğun bir şekilde nasıl bir şebeke meşguliyeti yarattıklarını...
Deprem oluyor ; Bütün sülalesini arayıp, kırk saat helallik isteyen insanlara şahit oldum . Askerlerimiz bir bir şehit oluyor , hâlâ sosyal medyada millet birbirini yeme peşinde ... Sonrada diyoruz ki ; Niye bütün bunlar bizim başımıza geliyor , niye işsizim, niye sağlık problemlerim var ... Sağlıklı düşünmüyoruz ki , sağlıklı yaşamıyoruz. Yaşantımızın bir kalitesi yok. Çünkü kendimizi sevmiyoruz. Her ne iş yapıyor olalım, ne kadar kısıtlı imkanlarımız da olsa bir yaşam kalitemiz olmak zorunda. Pahalı spor salonlarına gitmeyin . Gidin park da yürüyüş yapın , çocuklarınıza pahalı hediyeler alamıyorsanız onlarla birlikte resim yapın , onlarla ilgilenin, onlara kendini değerli ve önemli hissettirin . Bütün düzensizlikler, imkansızlıklar içinde bir Yaşam kurun kendinize. Mazeretleri, şikayet etmeyi ,mutsuz olmayı bırakın. Kaliteli olmaktan korkmayın! Kaliteli bir ruha sahip olmaktan. Gelişmekten , anlamaktan, hazmetmekten, saygı duymaktan , özür dilemekten, değişmekten korkmayın... Ve unutmayın ki ; Para ile satın alamayacağınız tek şey Kalitenin bizzat kendisidir. Öyleyse neden kendi hayatımızın kalitesine artık bir yön vermeyi denemiyoruz?