Gül Gökçe Korkmaz

Gül Gökçe Korkmaz

YAŞAM KALİTEMİZ

Merhaba Değerli Okuyucularımız... 

Öncelikle belirtmeliyim ki ;  Ülkemizin başı sağ olsun. Şehitlerimize rahmet ve yakınlarına sabır diliyorum.  Maalesef ki maalesef  ülke olarak çok zor dönemlerden geçiyoruz. Her bireyin ve her ailenin  yaşam mücadelesi, geçim sıkıntısı,  duygusal travmalar,  zihin yorgunlukları  derken bir de her geçen gün televizyon ekranları ve sosyal medyadan duyup , gördüğümüz acı haberler ve olaylar cabası...  

Bütün yaşanan hadiseler öğretiyor ki;  daha güçlü, daha birbirine bağlı  ,daha sağlıklı bireyler olmalıyız.   En azından bizi örnek alan kişilere, evlatlarınıza,  gelecek nesile  "kaos ve şiddetten " daha farklı şeyler de bırakabilelim.  İyileşmeye , iyi olmaya , yaralarımızı sarmaya önce kendimizden başlarsak,  oturduğumuz yerden  kötümser bir pozisyonda başkalarının  eksilerini eleştirmeye  ,  fırtınaya sel ile cevap vermeye vaktimiz olmaz, diye düşünüyorum.   "Yaşam Kalitesi" nedir sizce ?  Kalite deyince;  Pahalı arabalar, lüks kıyafetler ve ya restoranlar mı geliyor aklınıza...  Benim şahsi kanaatim  şudur ki; "Kalite" nin  bunlarla hiç bir alakası yok.  Aldığınız nefesin , kalbinizden ve zihninizden geçen düşüncenin  asıl  kumaşından söz etmek istiyorum.  

Evinizdeki  huzur , kıyafetlerinizin temizliği, israf edilmeyen ve bereketli bir şekilde hazırlanan, tüketilen yemeklerden , dostlukla paylaşılan sofralardan söz ediyorum.   Evet mutsuzuz,  evet stresliyiz, haksızlığa uğruyoruz,  evet acı kayıplarımız,  doğal afetlerimiz oluyor.   Lâkin;  ağzımızdan çıkan her kötü söz , her beddua,  her isyan  evrende dönüp dolaşıp yine bizim karmamıza dahil oluyor .   Akşamları eve geldiğinde  Ana Haber bülteni izleyip , küfür eden bir babanın  oğlunun da  yarın bir gün bir arkadaş kavgasında kim vurduya gidip , o bültenlerde yer almayacağı ne mâlum?   

Çünkü bizi izleyerek  büyüyen bir nesil var . Sistem denilen şeyin bozuk olduğunu düşünüyorsan;  Sen düzgün kalmaya çalışmalısın  o zaman. Özellikle zor zamanlarda ; En çok da aklı başında insanlara ihtiyacımız var , en çok da farkındalığı uyanmış insanlara.  Ülkemizde herhangi bir kaos gündeme geldiğinde  insanların ortak  düşüncesi;  " Yine birileri birşeylerden haberdar olmayalım diye interneti kısıtladı " yönünde.  Hiç düşündünüz mü ;  Aynı anda binlerce insan en doğru haberi almak yerine  sırf  sosyal medya da taraflı ve ya tarafsız tavrını belli etme gereksinimlerinden dolayı  yoğun bir şekilde nasıl bir şebeke meşguliyeti yarattıklarını...  

Deprem oluyor ; Bütün sülalesini  arayıp,  kırk saat helallik isteyen insanlara şahit oldum .    Askerlerimiz  bir bir şehit oluyor , hâlâ sosyal medyada  millet birbirini yeme peşinde ... Sonrada diyoruz ki ; Niye bütün bunlar bizim başımıza geliyor , niye işsizim,  niye  sağlık problemlerim  var ...  Sağlıklı düşünmüyoruz ki , sağlıklı yaşamıyoruz.  Yaşantımızın  bir kalitesi yok. Çünkü kendimizi sevmiyoruz.  Her ne iş yapıyor olalım,  ne kadar kısıtlı imkanlarımız da olsa  bir yaşam kalitemiz olmak zorunda.  Pahalı spor salonlarına gitmeyin . Gidin park da yürüyüş yapın ,  çocuklarınıza pahalı hediyeler  alamıyorsanız  onlarla birlikte resim yapın , onlarla ilgilenin, onlara kendini değerli ve önemli hissettirin .  Bütün düzensizlikler, imkansızlıklar içinde bir Yaşam kurun kendinize.  Mazeretleri, şikayet etmeyi  ,mutsuz olmayı bırakın.  Kaliteli olmaktan korkmayın! Kaliteli bir ruha sahip olmaktan.  Gelişmekten , anlamaktan, hazmetmekten,  saygı  duymaktan  , özür dilemekten, değişmekten  korkmayın... Ve unutmayın ki ; Para ile satın alamayacağınız tek şey Kalitenin bizzat kendisidir.  Öyleyse neden kendi hayatımızın kalitesine  artık bir yön vermeyi denemiyoruz?  

 

<