Yeni, dünya düzeni (!)
Durum vahim. Hatta vahiminde ötesi…
Felaket…
Çözüm kapanma. Ama nasıl kapanma…
Ne dediğini, ne önerdiğini hiç duymadığımız bilim kurulu sözde tam kapanma önermiş…
Ama sayın Bakan Koca, “alternatif tedbir paketi” sunduk diyor…
Tam kapanma yerine “kısmi kapanma” kararı geldi, kabak yine gençlerin ve yaşlıların başına patladı…
Sokak yasağı onlara geldi…
“Neden?” diye sormak lazım elbette…
Çünkü, aşılan tek kitle o yaşlı kişileri, yani şu anda toplumdaki en korunaklı insanlar…
Gençler ise bağışıklığı en yüksek düzeydeki kimlikler…
Sözde yaşlılar aşılanarak tehlikeden korundular… Yoksa korunmadılar mı, aşı bir masal mı?
İyimser olalım…
Anlaşılan o ki; yaşlılarla gençlere “ayak altında gezinmeyin kalabalık etmeyin” deniyor..
Zaten orta yaş grubunun çoğunluğu ise ücretsiz izine çıktı hepsi sokaklarda “şimdi ne yapacağız” diye aylak aylak zorunlu olarak gezinip duruyor
Şimdi kısmi kapandık peşinden bayrama kadar tam kapanma gelecek gibi görünüyor..
Çünkü kapanmanın ilk günü gelen sonuçlar salgın sürecinin nirvana yaptığını gösteriyor…
Kesindir bu artarakta gidecek…
Kapanmanın ilk günün ürküten tablosu şöyle; Kısmi kapanmanın ilk gününde Türkiye'de son 24 saatte 310 bin 420 Kovid-19 testi yapıldı, 62 bin 797 kişinin testi pozitif çıktı, 279 kişi hayatını kaybetti. Ağır hasta 3 bin 18 oldu, 55 bin 413 kişinin Kovid-19 tedavisinin/karantinasının sona ermesiyle iyileşen sayısı 3 milyon 480 bin 146'ya yükseldi. Tabloda vaka sayısı tekrar 60 binin üstüne çıktı. Öte yandan koronavirüse yakalanıp iyileşenlerin sayısının 55 bin seviyesine yükselmesi dikkat çekti.
Bu arada bir not daha işte bu not çok önemli;
Bir dostumuzun Almanya’dan uçağa binerken negatif olan konuğu Türkiye’de hava alanına indiğinde her nasılsa pozitife dönüyor..
Dostumuz temaslı olduğunu belirterek hastaneye başvuruyor, ama test yaptıramıyor.
Söylenen şey; “Evine git 10 gün dışarı çıkma sana ilaç göndereceğiz. 10 gün içinde bir şey olmaz ise sokağa çıkabilirsin.
Dostumuz “ 10 gün sonrada mı test yapmayacak mısınız” diye sorunca da “hayır öyle bir uygulamamız yok. Size sadece ilaç vereceğiz” diyorlar…
Yani yukarıdaki diyalogun anlaşılır Türkçe tercümesi şu “öleceğini hissedersen bize haber ver, gelir seni hastaneye götürürüz. Ama ondan da emin olman lazım(!)”
Hal böyle olunca durum farklı oluyor tabi
Evde vefat edenler “korona”dan kayıp sayılmıyor”
Hatta onlar korana listesine bile sayı olarak eklenmiyor…
Şimdi bir düşünün her gün sadece test yapılan 60 binden aşkın vaka var, ama hasta sayısı buna ters orantılı, ağır hasta ve entübe sayısı ise salgın oranıyla uyumsuz…
Doğal olarak ölümler farklı kaydediliyor…
Açıklanan vefat sayıları sadece hastane kayıtlarına geçenler…
Diğerleri, kayıt dışı korona kurbanları… Bu millete yazık…
Galiba bir korona siyasetimizi oldu… Sadece Türkiye’de değil elbette..
Tüm dünyada öyle..
Zaten yeni dünya düzeni demiyorlar mı?
Yeni dünya düzeninde ölümler bile katagorize edilmiş görünüyor…
Bize değil de çocuklarımıza yazık olacak…