CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

YENİ PARADİGMA

Değerli arkadaşımız Sayın Ali Gültekin , Yenigün Gazetesi’nin 3 ocak 2020  tarihli nüshasında “Artık İcat Çıkarıyoruz”  başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazısında yerli otomobilimizin geçirdiği tarihi süreci özetledi.

Ülkemiz, iki dünya savaşı sonrası, savaştan uzak kalmaya çaba göstermiş ancak  tek parti yönetiminin  antidemokratik uygulamaları halkın demokratik taleplerini bastırmıştı. Tek Parti döneminin ardından kısmi özgürlük denemesi, şimdi artık tartışmasız bir gerçek olan dış güçlerin desteğiyle  1961 darbesiyle kesintiye uğramıştı. 

Görünüşte alabildiğine  özgürlükçü, gerçekte ise   askeri vesayeti sürdüren  1961 rejimi ,  “ yerli malı üretme, kullanma”  beklentisini de kapsamı içine alacaktı. 

Bu kapsamda  ilk yerli otomobil denemesi  büyük bir heyecanla 1961’de  gerçekleştirildi. Otomobil, Türk mühendislerince canhıraş bir çabayla  üretildi.  

Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’i taşıyan  Devrim marka otomobil   yarıyolda kalakaldı.  Arıza nerede diye araştırırken yabancı otomobil firmalarının içimizdeki acenteleri, beyinleri küçültülmüş bazı gazeteci veya bazı  Avrupa görmüş sözüm ona aydınları mühendislerimizin çabalarını tiye aldılar, alay ettiler, mühendislerimizi , sonuçta milletimizi hor gördüler. 

Oysa arıza(!)nın sebebi basitti.  Depoya benzin konulması unutulmuştu !

Son darbe de yönetim tarafından vuruldu. İlgisizlik bu projede yer alan mühendislerimizi, bir avuç  fedakar insanımızın kahrından ölmesine sebep oldu.  

 Aradan bir miktar zaman daha geçti, darbeler, darbeleri, koalisyonlar koalisyonları kovaladı. Emperyalizm, sömürecekleri ülkelerde iç savaş denemelerine giriştiler, mezhep savaşları için eski yaraları değiştirip  yaralara kurt düşürmeye çalıştılar. Çok genç insan öldü. 

Ta ki, Turgut Özal yönetimi gelinceye kadar. T.Özal mühendisti. Türk insanının gözünü açtı. Bir çok insan Özal’ın teşvikiyle Sovyetlerin yıkılışıyla kendi başının derdine düşmüş  ülkelerde  iş fırsatları aradılar.  Türkiye , AKP yönetimi ile de emperyalizme karşı restini çekti. Batının   FETÖ hainleri eliyle yaptığı   15 Temmuz darbe girişimini  bastırdı. Batının ve içimizdeki işbirlikçilerinin kirli iplikleri pazara çıkmış oldu. Artık makus talihimizi yenmiştik !..

Bugün , “ Batının uygarlık seviyesine yetişmemiz mümkün değil ” algısını içimize  yerleştirmiş olanlar, son olaylarla şok geçirmiş , huzurları kaçmış bulunuyor.  Artık Türkiye elde ettiği maddi manevi birikimleriyle  “hattı değil sathı müdafaa”  zihniyetiyle hareket ediyor. 

Bugün artık  yerli türlü  silah, mühimmat, SİHA’lar üretiyoruz. Dışarıya avuç açmıyoruz. Öz kaynaklarımızla dış güçlere karşı  dişe diş mücadele edebilme konumuna geldik. 

Bugün , Türkiye , demokratik ,insan haklarına saygılı, zalime karşı mağdurun yanında durabilen ,ilkeli , istikrarlı, güçlü liderliği ve  hükümetleriyle artık ezilen halklar nazarında  ilham verici olarak kabul ediliyor. 

Türkiye artık, icatlar gerçekleştiriyor. Kimse alay edileceğinden korkmuyor.  Çalışanlar gösterdikleri iyi niyetli üstün performanslarıyla  grev kırıcı , eski köye yeni adet getirenler olarak görmüyor. 

Bugün, ilk yerli otomobil denemeleri sessiz sedasız yapılmış bulunuyor.  Gerici bürokrasinin engelleme çabaları, güçlü liderlik sayesinde boşa çıkarılıyor.

Birçok  ülkede askeri üsler açtık. 

Antartika ‘da çalışmaya başladık.  Uzay teknolojisi konuşulmaya başladı bile.  

Dünün paradigmasıyla bugünü konuşmak mümkün değil.

İnsanlarımız yoksulluktan,yokluktan,dış tehditlerden illallah,dedi. Yüksek milli gelirden insanca yaşayabileceği kadar pay istiyor. Evi, arabası olsun istiyor. Bedenen ve ruhen gelişebilecek imkanlar elde etmek istiyor. 

Gördüğümüz kadarıyla  yönetim  yeni paradigmasını  insana hizmet  odaklı olarak ilan etmiş bulunuyor.  Yeni paradigma ile Türkiye, insanlık alemine söyleyeceği yeni şeyler var.

Mevlana’nın  dediği gibi dün dünde kaldı cancağızım, yeni şeyler konuşmak lazım…

<