YERLİ FİLOZOFLARIMIZ YOK GİBİ..
Dünyanın gelmiş geçmiş ünlü filozoflarının isimlerini burada sayacak değiliz. Bilgin olarak tarihe damgasını vurmuş 30’dan fazla düşünce adamı filozofların etkili görüşleri, altın kuralları kapsamaktadır. Okullarda filozofların hayatları derinlemesine öğretilir.
Batı felsefesinde Aristo mantığı üzerine düşünme kurgulandığı için diyalektik analize kuralcı bir yol açılmıştır. Kavramlar üzerindeki karşıtlık ilişkisinden doğruya varan sentezler elde edilmiştir. Bu yönüyle Aristo’nun düşünürler arasında öne çıkan bir tarafı vardır.
Evrim teorisinden yaradılışlık kavramlarına ve gök bilimselliğe kadar isim yapmış her filozof , kuralcı kişilikleriyle ünlenmiştir.
Ülkemizde de felsefeci bilim adamları düzeyinde gösterebileceğimiz düşünür sayısı pek azdır. Felsefeye merak tutkusu gençlerimize yeterli sayıda aşılanmamıştır. Artık okullarda felsefe dersleri de okutulmamaktadır.
Dünya filozoflarının temsil ettiği akımlardan geçen süreçte, (bilgelik taslayan) insanlara da rastlanılmıştır. Ancak, bunların görüşleri hiçbir şekilde bilgelikle bağdaşmamıştır.
Üstün yeteneğin hiçbir koşula dayanmadan ortaya çıkmasını felsefenin köklü yapısı hazırlar. Bilgilerin depolandığı bellekten, Kant’ın felsefesine göre, gerçeği olduğu gibi görüntüye aktaran bizler olmaktayız.
Gerçeği olduğu gibi kabul etmeyiz. Kavrama yeteneğimizle, kanadı olan kuşlar uçar. Ama, kanadı olan tavuk neden uçamaz?. İşte, felsefi düşünce bu farklılıkların boyutlarını gösterir. Filozoflar, bilgeliklerin iç görü derinliğini ölçütleriyle kanıtlarlar.
Yazımızın başından beri, felsefeyle ilgilenen pek az insan kaldığını, sizlere inandırmak için günümüzün astroloji uzmanlarını şöyle bir tetkikten geçirelim. İnsanların farklı ruh durumlarını hayallerle donatan bazı kimseler, astroloji denilen “mantık salatasını” günümüzün sofrasına taşımayı meslek edindiler. Gazetelerde, televizyon ekranlarında bol bol bunların suratlarını görüyoruz. Yıldızlara bağlı falcılık kehanetlerini pişkin pişkin anlatanlara, inançları esir etmiş durumdayız. Çağımızın, modern düşüncenin felsefecileri bunlar sanki!. Astroloji (yani falcılık) bilimi benliklerimizi parsellemiş görünüyor..
Falcılar zaman ve mekan içinde, filozoflarca kayda geçirilen teorilere kılıf geçirmişçesine, hayal dünyasının fişlerini prizlere yerleştirmiş bulunuyor.. İnsanların düşünceleri hayal dünyasına taşınıyor..
Mantığın onaylamadığı şeyleri “algı operasyonu” ile değiştiren falcılık sektörü, inanç sömürüsü yolunda hızla ilerliyor..
Sizler, istediğiniz kadar iki kere iki dört eder, deyip durun.. Onlar, matematiğin “çarpım tablosunu” gözlerimizin önünde “çarpan” becerisi haline getirmişler..
Diyeceğimiz şu ki: Ünlü filozofları ebediyen yaşatacağız ve kurallarından doğru göstergeler olarak yararlanacağız. Fakat, umutlarımızı gerçek dışıcılıkla körleten falcı sektörünü, terazinin hangi kefesinde bulunduracağız?
İnsanları, “aldatmama” özgürlüğüne ne zaman kavuşturacağız?
Bana da, felsefeci özenticisi demezseniz, sizlere benliğinize dönmenizi gerektirecek bir söz fısıldayacağım:
“Bir insanın kendisini aldattığı kadar, kimse o insanı, o kadar aldatamaz..”
BİR DOĞRU SÖZ: “Akılsız adamın bir saatte sorduklarına, akıllı adam bir yılda cevaplandıramaz. (İskoç Atasözü)