CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

Yolcu / CAMERON PAPAZI , TÜRKİYE KENDİNİ BULDU!

AB hezimeti üzerinetelevizyonlarda, gazetelerde herkes  rahat rahat yorum yapmaya başlayınca dayanamadım“ Yahu herkes yorum yapıyor. Benim onlardan neyim eksik? Ben de bir yüksek okul bitirmişim, kalitesiz de olsa  mürekkep yalamışım. Ben niçin yorum yapmayayım? dedim ve ünlü bir politikacının kitap kapağında dediği gibi  “Ben de  yazdım”
Referandumdan   önce Cameron aklınca  dalga geçmiş ,Türkiye ancak 3000 yılında üye olabilir, demişti. Referandum sonucundaiçine düştüğü ise durum nedeniyle  papazı bulmuştu.
Nitekim ingiltere, AB nezdinde sebep olduğu milyonlarca dolarlık  zararla itibar kaybetti.Yediği haram lokmalar burnundan fitil fitil geldi.
Daha önce de Türkiye’ye şirinlik numarası çekmiş olan süt oğlan Cameron içimizdeki İngiliz muhibbi nezdinde uçucu ve geçici  bir sempati toplamışsa da, nazarımda hiç bir zaman güven telkin etmemişti. Bunu, yakın dostlarıma zaman zaman ifade etmiştim.
Zaten Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan,  istifası üzerine, “daha üç gün bile dayanamadınız”, diyerek bu tüysüz oğlanı madara  etmiş bulunuyor.
AB kapısında üyelik için atmış yıldır iyi niyetle bekleyen Türkiyemiz, bu süreçte bir taraftan fukaralıktan kurtulmak isterken diğer  taraftan AB kriterlerini kendi demokrasisine kazandırmak amacıyla hareket etti.Halkımızın bu projeye koyduğu tek ihtirazı kayıt  “milli ve manevi değerlerinden taviz verilmemesi” idi. Çünkü halkımız batı hayranı  seçkinci  iktidarların fantezilerindendir  çok çekmişti. Cumhuriyetin bir çok iktidarı muasır medeniyete erişmek için kendi milli, manevi değerlerinden sıyrılmaya çalışmışlardı. İslam dinini  hor görüyorlar , altı yüzyıllık imparatorluk geçmişlerinden utanıyorlardı . Bu durumda halk ile seçkinci iktidarlar arasında husumet olacaktı. Nitekim halk dini ve milli değerlere saygılı kadroları iktidarlara getirmeye çalıştı. Bunda da başarılı oldu.Son on yıllık istikrar bunu gösteriyor. 
Halkımızın bu hassasiyetini asgari dikkate alan son iktidar, istikrarı yakalamış bulunuyor.   AB kriterlerin yerine getirilmesi hususunda bahaneler ileri sürdürdükçeTürkiye  demokrasi yolunda büyük adımlar atmayı sürdürüyor. Sonuçta   AB ‘nin oyalama siyaseti Türkiye’nin yeni fırsatlar yakalamasına imkan sağlamış bulunuyor.
Bu süreçte batının samimiyetsizliğine , çifte standardına, iki yüzlülüğüne şahit olduk . Zaman Batının parlak insan hakları,  demokrasi söylemlerinin altındaki gerçek yüzünü  gösterdi.
ABD ,AB ülkeleri  ve Rusya ,  yoksul dünya halklarının zengin yeraltı kaynaklarını talan etmekte birbiriyle yarışıyor. Şer ittifakı milyonlarca insanın  nasıl  mülteci durumuna düşmesine sebep olduğunu ibretle yaşıyoruz.  İnsanların mezhep farklılığını kullanarak birbirine düşürerek  kitlesel kıyıma yol açıyorlar. 
Terör örgütlerini  kullanarak bu soyguna vurguna razı olmayan Türk halkını terbiye etmeye kalkışıyorlar.
Türkiye, evrensel vicdanını kullanıyor.  Haksızlığa karşı. Dik duruyor. Küresel krize bağışıklık göstererek kısıtlı imkanına rağmen milyonlarca mülteciye kapısını açıyor. Yoksul dünya halklarıyla dost oluyor. BM ‘nin ikiyüzlü tavrını yüzüne vuruyor.Dünyanın  5’den büyük olduğunu yüzlerine haykırıyor. 
Cameron , yaptığı hatanın günahını ,  bulursa tabi olduğukilisenin papazına itiraf ederek çıkaracak. 
Bizler ise AB ‘nin düştüğü bu  madara duruma bakarak ,  bir kez  daha  kendimize geleceğiz. Böyle bir duruma düşmediğimiz için Yüce Yaradan’a  binlerce şükredeceğiz ...

 

<