Yolcu / *Hikaye-i Şabur Çelebi...
Rivayet olunur ki, Kazrun şehrinde beş telli saz yapımında meşhur, Şabur adında bir genç vardı. Saz ve söz meclisinde itibarı ve yeri vardı. Bir gün bunu Basralı tacirlerin de bulunduğu bir meclise davet ettiler. Yenilip içilip ,sıra sohbete gelindikte tacirler Bağdat şehrinden söz açtılar.
Şabur Çelebi ,tacirleri dinleyince Bağdat'a aşık oldu,ağladı. Bağdat'ı görmek istedi. Dükkanını sattı,harçlık etti. Tacirlerin kervanıyla Bağdat'a gitti.
Tacirler Bağdat'a varınca ona''Çelebi,işte aşık olduğun Bağdat şehri budur'' dediler.
Bir hana misafir oldular. Basralı tacirler,Bağdat'ta yirmi -yirmi beş gün kaldıktan sonra onunla vedalaşıp Basra'ya gittiler.
Şabur Çelebi, handa bir oda tuttu.Dayadı döşedi.
Dışarıda bir dükkan kiraladı.Aletlerini dizdi. Sedef işlemeli bir saz yaptı. Bağdat halkı ,buna hayran oldu.
-Bu nedir ,diye sordular. Şabur Çelebi,sazını eline alıp çalıp söyledi:
-Bana kemlik edenler daima iyilikle yad olsun / Zevalimi isteyenler gün gibi gerdün-i nihad olsun...
Orada bulunanlar,Şabur'un maharetine hayran oldular. Şabur'un şöhreti tez yayıldı. ''Şabur'suz meclis olmuyordu.Bir çok kimseler,çocuklarını Şabur'a çırak verdiler.Üç dört sene zarfında Bağdat'ta saz yapanlar çoğaldı ve Şabur'un işi biraz bozuldu''
Saz söz meclisi olunca dostları ona hurma suyudur diye kandırıp içkiye alıştırdılar.Ayyaş oldu.Meyhanelerde yatıp kalktı.Varını yoğunu sattı,parasını içkiye verdi.Sonunda beş parasız kaldı.Hastalandı.Bit pire içinde kaldı.
Hancı gerçi iyiliğini görmüş parasını almıştı.Bir süre baktı ancak o da usandı. Şabur'u bir pöstekiye sararak yakındaki bir cami avlusuna bıraktı. Akşam namazından çıkanlar yerde baygın yatan taze bıyıklı delikanlıyı görünce pek acıdılar. Bunlardan şehrin zenginlerinden Abdulgani Hoca adıyla bilinen bir zat delikanlıyı gördü.Tanıdı. Hemen hizmetkarına emretti. Konağa götürüp,yıkadılar elbise giydirdiler.Hastalığını tedavi ettiler. Abdulgani Hoca buna ilgi ve ihtimam gösterdi.
Bir gün Abdulgani Hoca'nın nedimlerinden biri Şabur'u bir kenara çekerek şöyle dedi:
-Birader,Abulgani Hoca'nın bir kızı vardı. Bunu bir tüccarın oğluna vermişti.Lakin gençlik sebebiyle kızı üç talakla boşadı. Tabi şimdi hülle lazım geldi. Efendimiz sizi münasip gördü.Bir gece beraber olur sabah da kalkar gusül ederek ,dışarı çıkar bir kaç kişinin yanında karınızı boşar gidersiniz.
Şabur Çelebi:
-Cenab-ı Hak ,efendimizin ömrünü ve ikbalini artırsın . Bu fakirin hayat sebebi oldu.Şimdi de bana altın,deve ihsan edip ciğer paresini bana bu gece nikah ediyor.Emirleri baş üstünedir,dedi
Nikahtan sonra , Gülruh Banu ile Şabur zevk ve sefaya daldılar.
Sabaha doğru Şabur, Gülruh'un ayaklarına kapanarak ağlamaya başladı. Gülruh sebebini sorunca Şabur;
-Sekiz saat sonra beni bir deveye bindirip Bağdat'tan çıkaracaklar,işte bunun için ağlıyorum,dedi. Gülruh ağlamamasını kendisinden ayrılmamasını istedi. Böylece sözleştiler.
Sabah olunca kapı çalındı. Şabur Çelebi aşağıya bakınca koltuğunun altında bir bohça elinde devenin yuları nedimi gördü. Kalkıp aşağıya indi:
-Birader böylece erkence gelmenize sebep nedir? Aferin! İyi dostmuşsunuz. Fakat bu koltuğunuzun altındaki boça ve elinizdeki deve nedir? Yoksa bir yere mi gidiyorsunuz? dedi.
Bu sözler üzerine nedim sersemledi;
-Bak Şabur Çelebi aklını başına al! Bu lokma anka lokmasıdır sana yedirmezler ,pişman olursun,dedi
...Kısmen özetini sunduğum bu halk hikayesi bundan sonra heyecanlı bir maceraya dönüşüyor. Hikayeye giderek şehir halkı,kadı,subaşı ,asesbaşı ve veziriyle Halife Harun Reşid dahil oluyor. Şabur Çelebi , hülle yoluyla evlendiği karısını boşayacak mıdır?
Son derece akıcı üslubu olan ,1925 tarihli taş baskı resimli eseri, Sayın Alim Kahraman bugünkü yazıya aktarırken ,dilini de hafif rötuşa tabi tutmuş. Çok da başarılı olmuş.
Kitabı sanki okumuyor,kare kare bir sinema filmini seyrediyorsunuz. Olayların kurgusu kusursuz.. Bence bu eser halk hikayelerinin ulaştığı zirvelerden biridir.
Bu eseri bizlere yetkin kalemiyle tanıttığı, unuttuğumuz bir tadı bizlere tekrar yaşattıkları için Sayın Alim Kahraman'a ve Büyüyenay Yayınları sahiplerine teşekkür ederim.
Bu eser,ulaştığı ustalıkla sizlere çok şey söyleyecektir.. Şiddetle tavsiye ederim.
----------------------------------------------------------------------
*Hikaye-i Şabur Çelebi, Hazırlayan : Alim Çelebi, 1.Baskı, İstanbul, 2014,