YOLDA...
Günlerden bir gün bazı partidaşının “ Kemal Bey’le olmaz !” lafına fena halde bozulan
Kemal Bey kaybolan itibarını bulmak için yola düştü.
Kamuoyuna yaptığı açıklamada “ Ben adalet için İstanbul’a yürüyorum. Beni seven
ardıma düşsün” dedi.
Sünnetçi Kemal’in usturalı tasallutundan henüz kurtulmuş bir sünnet çocuğu gibi “
Oldu da bitti maşallah, lider olur inşallah “ tezahüratları altında kendini bir erkek -pardon- “bir
lider gibi” hissetmeye başladı ve arkasına “Bremen mızıkacıları” ile bir kısım saf halkı katıp
yollara düştü.
Cehennem sıcağında mezkur siyasi figürün içinden “Ola ki ben de Gandi gibi izzet
ve ikbalimi yollarda bulurum” diyerek ortaya düşmesi, aşırı hız ve uykusuzluk sebebiyle
vuku bulan bayrama mahsus trafik kazaları yolları kana bulamış, kevgire dönüştürmüştü.
Bunlar, ödediğimiz vergilerle yapılan duble yollarda yürüye dursunlar biz gelelim hane
tarafına...
Kapıya kilidi basıp yola düştüm. Memlekete gidip, eşin dostun içinde bir tatil ve bayram
yapmayı, tatilde açacağım televizyonda iyi güzel haberler dinleyerek “bir tatlı huzur” bulmayı
umuyor ve düşünüyordum. Bütçeme göre hayli tuzluya mal olan bir uçak bileti aldım.
Sabiha Gökçen havaalanında bindiğim medarı itibarımız 2××× sefer sayılı THY uçağı
onsekizkırkbeş’de tam saatinde memlekete indi. Memleketten ayrılmamakta ayak direyen
kardeşimin yanına gittim.
Ben buradan gideli bu memlekete bir haller olmuş. İklimi değişmiş, yaz sıcakları nefes
almayı zorlaştırmıştı. Dayanamadım ; üzerime çullanan sıcak ve yorgunluk, göz kapaklarımı
ağırlaştırıp beni uykulara teslim etti; bazı rüyalar gördüm...
Bir rüyamda televizyon izliyormuşum...Televizyon yürüyen bir adamdan bahsediyordu.
Adam Mecliste maharet gösteremeyen bir partinin genel müdürüymüş . Denildiğine göre
lider olmaya karar vermiş...
Rüyalarda sahneler inanılmaz hızlarla değişir ; resimler ard arda gelir...
Sonra Fetö'yu gördüm. Herif tırları karıştırıyordu.. Ne halt ediyorsun, demeye
kalmadan , Fetö tırdan aşırdığı belgeleri Berberoğlu’’na veriyordu. Bunun üzerine
Berberoğlu yakasını adaletin eline kaptırıyordu.
Cumhurbaşkanımızı gördüm rüyamda. Büyü yapıp sağa sola üfleyen Pensilvanya
deyyusuna kuvvetli bir Osmanlı tokadı akşediyordu. Tokadın şiddetinden herifin namaz
takkesi bir yana kendi bir yana, iki gözü yerinden fırlıyor diğer yana savruluyordu...
Sonra uçaklar havalanıyor, gençleri makinalı tüfekler ile ekin biçer gibi biçiyorlar,
tanklar gençleri çiğniyorlar, şehit ediyorlar, ancak bir türlü öldüremiyorlardı. Şehitler bizler
hiçbir zaman “ölmeyeceğiz! ” diyerek uçakların üzerine atlıyor, tanklara tekme atıyorlar,
darbecilerin yakalarına yapışıyorlardı.
Görüntüye teröristlerle yürüyen Kemal giriyor; “kontrollü darbe! kontrollü darbe!”
diyerek Berberoğlu için adalet istiyordu.
Cehennem kütüğü Fetö ,” afferim şimdi lider oldun” diye üzerine tivit üzerine tivit
atıyordu...
Kan ter içinde uyandım. Hemen takvime koştum, baktım. Ikibinonyedi yılının temmuz
ayının onbeşine on gün vardı...
Bu arada bayram gelip geçmiş.
Meclisi terk edip arkasına Bremen mızıkacıları ile bazı saf partilileri takarak yürüyen
Kemal Bey adalete doğru mu yürüyor yoksa şerre doğru mu ?..