CEMAL KARABAŞ

CEMAL KARABAŞ

YOLDA...

Günlerden bir gün bazı partidaşının “ Kemal Bey’le olmaz !” lafına fena halde bozulan

Kemal Bey kaybolan itibarını bulmak  için  yola düştü.

Kamuoyuna yaptığı açıklamada  “ Ben adalet  için  İstanbul’a yürüyorum.  Beni  seven

ardıma düşsün” dedi. 

Sünnetçi Kemal’in usturalı  tasallutundan henüz kurtulmuş bir  sünnet çocuğu gibi “

Oldu da bitti maşallah, lider olur inşallah “ tezahüratları altında kendini  bir erkek -pardon- “bir

lider gibi” hissetmeye başladı ve arkasına   “Bremen mızıkacıları” ile bir kısım saf halkı  katıp

 yollara düştü. 

Cehennem  sıcağında  mezkur  siyasi figürün içinden   “Ola ki ben de Gandi gibi izzet

ve ikbalimi  yollarda bulurum” diyerek  ortaya düşmesi,  aşırı hız ve uykusuzluk sebebiyle

vuku bulan bayrama mahsus  trafik kazaları yolları kana bulamış, kevgire dönüştürmüştü. 

Bunlar, ödediğimiz  vergilerle yapılan   duble yollarda yürüye dursunlar biz gelelim hane

tarafına...

Kapıya kilidi basıp yola düştüm.  Memlekete gidip, eşin dostun içinde bir tatil ve bayram

yapmayı, tatilde açacağım televizyonda iyi güzel haberler dinleyerek  “bir tatlı huzur” bulmayı

umuyor ve düşünüyordum. Bütçeme göre hayli  tuzluya mal olan bir uçak bileti  aldım.

Sabiha Gökçen havaalanında bindiğim medarı itibarımız  2××× sefer sayılı  THY uçağı

onsekizkırkbeş’de   tam saatinde memlekete indi.  Memleketten ayrılmamakta ayak direyen

 kardeşimin yanına gittim.

Ben buradan gideli  bu memlekete bir haller olmuş. İklimi  değişmiş, yaz sıcakları nefes

almayı zorlaştırmıştı. Dayanamadım ; üzerime çullanan sıcak ve yorgunluk, göz kapaklarımı

ağırlaştırıp beni uykulara teslim etti; bazı rüyalar gördüm...

Bir rüyamda televizyon  izliyormuşum...Televizyon yürüyen bir adamdan bahsediyordu.

  Adam  Mecliste maharet gösteremeyen  bir partinin genel müdürüymüş . Denildiğine göre

lider olmaya karar vermiş...

Rüyalarda sahneler inanılmaz hızlarla değişir ; resimler ard arda gelir...

Sonra Fetö'yu gördüm. Herif   tırları  karıştırıyordu.. Ne halt ediyorsun, demeye

kalmadan , Fetö  tırdan aşırdığı belgeleri Berberoğlu’’na veriyordu. Bunun üzerine

 Berberoğlu yakasını adaletin eline kaptırıyordu. 

Cumhurbaşkanımızı gördüm rüyamda.  Büyü yapıp sağa sola üfleyen  Pensilvanya

 deyyusuna  kuvvetli bir Osmanlı tokadı akşediyordu. Tokadın şiddetinden  herifin namaz

takkesi bir yana kendi bir yana, iki gözü yerinden fırlıyor diğer yana  savruluyordu...

Sonra  uçaklar havalanıyor, gençleri  makinalı tüfekler ile  ekin biçer gibi biçiyorlar,

tanklar gençleri çiğniyorlar,  şehit ediyorlar,  ancak bir türlü  öldüremiyorlardı. Şehitler bizler

hiçbir  zaman  “ölmeyeceğiz! ” diyerek uçakların üzerine atlıyor, tanklara tekme atıyorlar,

darbecilerin yakalarına yapışıyorlardı.  

Görüntüye teröristlerle  yürüyen Kemal  giriyor;  “kontrollü darbe! kontrollü darbe!”

diyerek Berberoğlu için adalet istiyordu. 

Cehennem kütüğü Fetö ,” afferim şimdi  lider oldun” diye üzerine tivit üzerine tivit

atıyordu...

Kan ter içinde  uyandım. Hemen takvime koştum, baktım.  Ikibinonyedi yılının temmuz

ayının onbeşine on gün vardı...

Bu arada bayram gelip geçmiş.

Meclisi terk edip arkasına Bremen  mızıkacıları ile bazı saf partilileri takarak yürüyen

 Kemal Bey  adalete doğru mu yürüyor yoksa  şerre doğru mu  ?..

<