Yukarısı bıyık, aşağısı sakal!
Ekonomik göstergeler açısından zor durumdayız.
Yukarı tükürsek bıyık, aşağıya tükürsek sakal...
İş dünyası, “faiz”lerden dert yanıyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan da, bu şikayete katılıyor, açıkça “Ben yüksek faize karşıyım” diyor.
Faizler düşerse, “enflasyon” ve “döviz” etkileniyor.
Faiz artarsa, iş dünyası ve piyasalar “açmaz”a giriyor.
Faizlerden tüm emtialar etkileniyor, maliyetler yüzünden...
Bu da, alım gücümüzü düşürüyor...
Yani daha da “kemer” sıkacağız!
Delik kalmasa da...
***
Cep delik, cepken delik...
Bu durum sadece ülkemize özgün değil.
Tüm dünya, hem “Covid-19”la, hem de bu illetin yarattığı “ekonomik” çıkmazla boğuşuyor.
Özellikle gıda mallarının her geçen gün zamlanması önlenemiyor.
Anlayışla karşılasak da, temel gıda maddelerin fiyat artışlarına çözüm bulunması gerekiyor.
Ev ve işyeri sahipleri dert yanarken, kiracılar feryat ediyor.
Kiralarıyla geçinenler bir tarafta, geliri neredeyse sıfırlanan vatandaşlarımız diğer tarafta. İşte tam açmazlardan biri de burada!
***
Peki ne yapacağız?
Devletimiz üzerine düşenleri yapmaya çalışacak, bizler de dayanışma içerisinde olacağız.
Çevrenize bakın, imkanınız varsa paylaşın...
Başka çıkış yolu biliyorsanız bana e-posta atın!
***
Herkes aşı olmayı beklerken, ekonomistler 18 Şubat’ta açıklanacak Merkez Bankası’nın “faiz kararı”nı şimdiden tartışmaya başladı bile...
Bugün Merkez Bankası “Para Politikası Kurulu Toplantısı” yaparak, son göstergeleri tartışacak.
Konunun uzmanlarına göre, 21 Ocak’ta “faiz”leri pas geçerek yüzde 17’de bırakan Merkez Bankası, 18 Şubat’ta da büyük ihtimalle yine pas geçecek.
Yani “faiz”ler artmayacak, azalmayacak!
Dengede durmak çok önemli.
Aksi takdirde telafisi imkansız durumlar ortaya çıkabilir.
ABD’den ve AB’den gelecek haberleri de küçümsemeyelim!