Sevgili dostlar, bu yazıda bir insanın eline geçen fırsatla, insanları kullanmanın bir imparatorluğa nelere mal olduğunun en büyük örneklerinden birisini okuyacaksınız.

1868 yılının 14. Temmuz Günü Birleşik Krallık Washington’da ünlü İngiliz Bell ailesine mensup Gertrude Margeret Lowthian Bell. (Ö.1926)  dünyaya geldiğinde, hiç kimse onun önlenemez kapris ve kişisel hırsının esiri olacağını bilemezdi. Hiç kimse böylesine büyük oynayan, oyunlarını karşısına çıkan herkesi alet edip ikna ederek oynayacağına ihtimal bile veremezdi.

Arkeolog görüntüsü altında araştırmalarına öncelikle Irak, Suriye, Mısır olmak üzere Ortadoğu ve Anadolu’yu hedef alan Gertrude Margeret, aslında İngiliz Dış İstihbarat örgütü SIS/M16 ajanıydı ve kendisine verilen görevi yerine getirmek için inatla her türlü engeli aşmayı, daha doğrusu Osmanlı Devleti’nin aleyhinde her türlü faaliyette bulunmayı ilke edindi.

Osmanlı İmparatorluğu’na karşı düşmanlık hisleriyle hareket etmesindeki en büyük etkenin, aşık olduğu İngiliz Binbaşı Dick Doghty-Willie’nin 1915’te Çanakkale’de Mehmetçiğin kurşunlarına hedef olması gösterilir.

Değerli okurlar, Gertrude Bell, Ortadoğu’da Osmanlı Devletine karşı öylesine etkin faaliyetlerde bulundu ki, bu bölgedeki aşiretleri örgütleyerek, kışkırtarak başta Irak olmak üzere buradaki toprakların İmparatorluktan koparılmasından tutun da ülke sınırı çizmek, hatta kendi belirlediği kişileri ( Irak Kralı I. Faysal ) devlet başkanı yapmaya kadar hiçbir eylemden geri kalmadı.