Zamanı neresinden yaşamalı?
Ne ilgisi var, bu nasıl bi soru? Diyeceksiniz biliyorum ama, değil efendim…
Bu soru “elmayı neresinden dişlemeli” gibi saçma bi soru değil…
Zamanın üç bölümü var: Geçmiş, yaşanan ve gelecek zamanlar.
Yaşanan zaman yaşamaya mahkum olduğumuz zamandır ancak, yaşamasını bilen bu hücrenin içinden nasıl çıkılacağını bilir. İşlek bir kafa, oynak bir zeka, zamanın bu üç basamağında da oynaşır durur.
Yaşamayı bilmenin önemli bir temeli bu. Geçmişten geleceğe zaman içinde ileri geri çırpınır gibi mekan değiştirmek. Bu sizin için biraz delice de olabilir, olsun…
Ayrıca arkadaşlar bizlere tarih de yanlış öğretiliyor. Kafalara hep bir “olay zinciri” sokulmaya çalışılıyor. İnsan bunu öğrense bile, gün geliyor, unutuyor. İnsan beyinleri depo olarak, sınırlı hacimde oysa. .. Yeni bilgiler edindikçe, eskileri dışarı atmaktan başka çare yok. Öyle ise tarihin de öğretmesi gereken: “Nasıl düşünüleceğini öğretmek” öğle değil mi ama!
Yani insanlar, toplumlar, nasıl yaşamışlar?.. Doğru mu yanlış mı? İşte bu konuda insanların bi”rey”ler olarak geçmişlerinden ve tüm geçmişten aramaları gereken derslerden sınıfta kalmaları beterin en beteridir. Toplumların kendi geçmişlerinden hiçbir şey öğrenmemeleri dramdır… Çünkü:
“Kendi tarihinden ders almayan uluslar, o dersleri yeniden öğrenmeye mahkum edilirler.”
Umarım bu mahkumiyetimiz kısa sürer…
Bu hafta tebessümü askıya mı aldık ne?
Haftaya görüşmek dileği ile efendim…