Zamanlama ve önemli bir madde!
Ya hesap yapmasını bilmiyoruz, ya da maliyet değerlendirmesini bilmiyoruz...
Ya da “zamanlama”, “geleceği görme”den uzağız...
Muhteşem bir törenle, dün “1915 Çanakkale Köprüsü”nün açılışı yapıldı...
Dünyanın sayılı köprülerinden biri olan, “1915 Çanakkale Köprüsü”nün temeli 18 Mart 2017 yılında atılmıştı...
6 şeritli köprünün uzunluğu viyadükleriyle beraber 4 bin 608 metreyi buluyor...
Çok güzel bir gerdanlık...
Ülkemizde böyle eserlerin yapılması herkese gurur verir...
Keşke, zamanlaması da iyi olsaydı...
Keşke, "yap-işlet"le yapılmasaydı...
Keşke, öz kaynaklarımızla böyle bir esere sahip olsaydık...
Ülkemizin içerisinde bulunduğu ekonomik dar boğaz, zamanlamanın ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor!
Toplumumuz açlıkla, beslenememekle boğuşurken, yeni bir kamburu görmüyor bile...
Çünkü, halkımızın tüm derdi ayakta kalmak...
Ötesi onu ilgilendirmiyor...
Nedeni de çok açık!
Halk günü kurtarmaya çalışıyor...
Yarınını bile göremiyor...
Herkes, özellikle devletimiz, halkı düşünmek zorunda...
Daha önce de yazmıştım...
“Halk olmadan devlet olmaz” diye...
Devletler, halklarının varlığı ile vücud bulur...
“1915 Çanakkale Köprüsü”nün varlığı önemlidir, ama zamanlaması bence çok yanlıştır...
Yine bu köprüden, uzun süre garanti verildiği kadar taşıt geçmeyecek, ama hazinemiz ödeme yapmaya devam edecek!
***
Kafama takılan yine bir konu var!
İktidarın, daha doğrusu “Cumhur İttifakı”nın TBMM’ye getirdiği 15 maddelik “Seçim Kanunu”nun içerdiği en önemli madde bence 5. madde...
Bu maddeyi çok dikkatli okumanızı öneriyorum...
İşte 5. madde:
“MADDE 5- 298 sayılı Kanunun 15’inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İl seçim kurulu bir başkan, iki asıl ve iki de yedek üyeden oluşur. İl seçim kurulu başkan ve asıl üyeleri, iki yılda bir ocak ayının son haftasında, il merkezinde görev yapan ve birinci sınıfa ayrılmış hakimler arasından ilk derece adli yargı adalet komisyonunca yapılan kura çekimiyle tespit edilir. Kura çekiminde ilk çıkan başkan, sonraki iki üye asil ve en son çıkan iki üye de yedek üye olarak belirlenir. Birinci sınıfa ayrılmış yeterli sayıda hakimin olmaması durumunda en kıdemli hakimden başlayarak eksikler tamamlanır. Bu suretle kurulan il seçim kurulu iki yıl süre ile görev yapar. Hakimlerin kıdemi, 24/2/1983 tarihli ve 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu’nun 15’inci maddesine göre belirlenir.”
Seçimlerin kaderinde söz sahibi olacak hakimler, neden kura ile seçilecekler?
Neden en kıdemli hakimler doğal olarak görev almayacak?
Kuranın her zaman şüphe içerdiği bir realite değil mi?
Şans oyunları gibi...
Bu konuyu herkes derinlemesine düşünmeli...
Bu madde kesinleşirse, şimdiden önlem almanın yolları araştırılmalı, ona göre kadrolaşmalı...
Aksi takdirde, “Atı alan Üsküdar’a geçer!”...
Muhalefette sadece manzarı seyreder...
Muhalefet partilerini şimdiden uyarıyorum...
Bir söz vardır, “Hinlikle düşünen kazdığı çukura düşer!” diye...