İBRAHİM GÜLEÇ

İBRAHİM GÜLEÇ

ZATEN GÜLECEK DEĞİL

Timurlenk'e bir zaman bir uşak lazım olur

Her kim der, köle bula, ziyade memnun olur

Ödül vermese bile Timur sert biriymiş

Koşmayan baştan olur, Timur bir buyruk demiş

Dağılır dört bir yana bu buyruğu duyanlar

Buyruğu ferman bilir kalmamış duymayanlar

Ne kadar uşak gelse, Timur bir kusur bulur

Öfkesinden korkanlar tekrar yola koyulur

Bir buyruk göndererek Hoca'yı da çağırtır

Fikri beyanda bulun şöyle yanımda otur

Hoca der, ey Hünkarım, bana buyruğunuz ne

Uşak lazım oldu da ihtiyaç var fikrine

Gelen köleler için Timur başlar kusura

Şerrinden korkan Hoca, uyum sağlar Timur'a

Yine böyle bir grup uşak girer içeri

Birbirine eş değer kusursuzmuş her biri

Hoca der ki içinden böyle güzel mi olur

Şimdi Timur yanılır, bir değil iki alır

Fakat gel gör Timur'un değişmez tutum ile

Herkesi taciz eder, kararsız huyu ile

Başlamış kusurlara gelen köleler için

Bunları gören Hoca, gülermiş için için

Timur Hoca'ya sorar gülmenin sebebini

Söyle bakayım Hoca ne gıcıklar içini

Hoca der son köleyi beğenmiştim bendeniz

Ona bile bir kusur buldunuz gönderdiniz

Timur der ki onun da sırıtıktı dişleri

İçimizi karartır, asık suratın biri

Ey Hünkarım, der Hoca, şu bir gerçek, iyi bil

Zavallı, kapınızda zaten gülecek değil.

<