FARUK KORÇA

FARUK KORÇA

FARKLI TARAF

ZENGİN OLMANIN ANAHTARI - 1

Yaşam boyu insanlar başarmayı, mal-mülk sahibi olmayı, zengin olmayı hayal eder, her yeni yıla bu umutla girer ve birbirlerine her sene bunu temenni ederler, ancak Dünya’da ve ülkemizde bunu başaran insanların sayısı oldukça azdır. Bu konuda yazılmış çok sayıda kitap yazılmış olsa da, toplamda çoğunluğunun anlatımı birbirlerinin benzeri olup, genelde başarılı insanların hayatını anlatmakta olup, insanlar birbirlerinden farklı şekilde Dünya’ya geldiğinden ve birbirlerine benzemediklerinden, bu kitapların çoğu okunmamakta, okunsa da tatbik edilememektedir.

Bu yeni yılda YeniGün Gazetesi okuyucularına benim elli yıllık mesleki, siyasi ve sosyal faaliyetlerde edindiğim bilgi ve tecrübelerim ile sizlere başarmanın, zengin olabilmenin sırlarını anlatacağım. Mutlu olabilmeyi, Yılbaşı mesajımda bu köşede yazmış, okuyucularımızın beğenisini kazanmıştım. Bu yılbaşı mesajını ben her yılbaşı TRAKYA GRUBU Genel Başkanı olarak yakın çevremdeki tüm arkadaşlarıma ve mensuplarımıza bastırdığımız ajandanın baş sayfasında yayınlayarak gönderiyorum.

Bu Yılbaşı size zengin olmanın anahtarını vermeye çalışacağım. Bu köşeye bunu sığdırabilmek mümkün değil, sonuna kadar takip edip, en az iki kez okumanızı ve uygulamanızı tavsiye ediyorum.

Başarmak ve zengin olmak mucize gibi görünse de, mucize birey ya da grubun imkânsız olduğuna inandığı bir hedefi düşünce, motivasyon ve âlem yoluyla başarmasıdır. Hedefler ve buna ulaşma yöntemleri evrensel yasaları, Tanrı’nın kanunlarını ve insan haklarını ihlal etmediği sürece imkânsız hedeflere ulaşılması mümkündür.

Daha huzurlu bir hayat, daha çok para, tüm hayal ettiklerinize sahip olabilirsiniz, tabi ki bu anahtara sahip olabildiğiniz takdirde.

Bu anahtar dediğimiz, formül olup, bu formülü doğru bir şekilde çalıştırabilmek için gerekli bilgileri edinmeniz ve birkaç kez uygulamanız ile neticeye ulaşılabilecektir. Önemli olan bildikleriniz değil, yapabildiklerinizdir. 

“Umut bir görevdir, bir lüks değildir.” Umut etmek hayal kurmak değil, hayali gerçeğe dönüştürebilmektir.

Bu formülün okullarda öğrenilmesi mümkün değildir. Bu hayat üniversitesinde öğrenilebilir ve öğretilebilir. Eğitim sistemimizde buna yer verilebilse, eğitimsiz kesim öyle bir evrimden geçer ki, okullarda geçirilen zaman çok daha verimli olabilecektir.

Başarı, bir insanın hayatına girmeden önce, insanın geçici yenilgiler ve başarısızlıklar ile karşılaşacağı kesindir. Başarısızlık bir insanı ele geçirdiğinde, en kolay ve en mantıklı yol, vazgeçmek gibi görünür. Çoğu insanlar bu yolu tercih ettiğinden, başarısız olur.

Yenilginin en yaygın nedenlerinden biri geçici yenilgi nedeni ile umutsuzluğa düşüp vazgeçme alışkanlığıdır. Çoğu insan bu hataya düşebilir.

Başarı, başarı bilinci olanlara, başarısızlık ise, kendilerine kayıtsız bir şekilde başarısızlık bilinci geliştirme izni verenlere gelir. Asıl amaç zihin yapılarını başarısızlık bilincinden, başarı bilincine dönüştürme sanatını öğrenmek isteyenlere bunu öğretebilmek olup, bu yazımı okuyan bazı insanlar düşünerek ve okuyarak zenginleşemeyeceklerine inanırlar, çünkü düşünce alışkanlıkları yoksulluk, ihtiyaç, acı çekme, başarısızlık ve yenilgi üzerine odaklanmışlardır. 

Öncelikle şu önemli hususu aklınızda tutarak düşünmeye başlayarak yola çıkalım.

İnsan zihni düşünebildiği ve inanabildiği her şeyi başarabilir. Kendi inancımızı ve kararlılığımızı diğerlerine iletebilir ve imkânsızın iyi bir şekilde yapılmasını sağlayabilirsiniz.

Amaç bütün başarıların mihenk taşı olup, büyük ya da küçük, fark etmez. Güçlü bir adam amacı olan, küçük bir çocuk tarafından mağlup edilebilir. Yapacağımız işin önemi üzerindeki düşünme alışkanlıklarımızı değiştirin. İmkânsız görüneni o zaman başarabilirsiniz.

Doğru yönde ne kadar uzun süre çalışırsanız, başarıya o kadar yakınlaşırsınız. Çok fazla insan başarıya erişebilecekleri bir yerde iken vazgeçmişlerdir.

Formül 1 -İNANÇ

Arzulanan hedefi zihinde canlandırmak ve elde edilebileceğine inanmak.

“İNANÇ, zaferin müjdecisidir.”

İnanç, sevgi ve cinsellik, olumlu heyecanların en güçlüleridir.

Duygu ve inanç ile birleşen bütün düşünceler kendilerini derhal, fiziksel eşdeğerlerine çevirmeye başlarlar.

İNANÇ, kendi kendine telkin ile oluşturulabilen zihinsel bir durum olup;

İNANÇ, sonsuz akılın kozmik gücünün insan tarafından idare edilip, kullanılabildiği tek araçtır. Sınırlı insan zihninde yaratılan sıradan düşünce titreşimlerini eşdeğere çevirir İNANÇ.

Başarısızlığın bilinen tek panzehiri olup, akıl ile birleştiğinde, insanı sonsuz akıl ile iletişime geçiren bir kimyasaldır.

İNANÇ zenginliği elde etmenin başlangıç noktası olup, bilimin kuralları ile incelenemeyen tüm mucizelerin ve tüm gizemlerin temelidir. Düşünce dalgalarına hayat, güç ve hareket kazandıran ölümsüzlük iksiridir.

Eğer yenilgiye uğradığını düşünürsen, yenilirsin.

Eğer cesaret edemediğini düşünürsen, edemezsin.

Kazanmak ister, ama kazanamayacağını düşünürsen, kazanamayacağın mutlaktır.

Eğer kaybedeceğini düşünürsen, kaybedersin.

Çünkü biz gördük ki, başarı insanın iradesi ile başlar, her şey kafasının içindedir.

Yükseleceğini düşünmelisin.

Bir ödül kazanmadan önce, kendinden emin olmalısın.

Hayatta kavgaları her zaman güçlü ya da hızlı kazanmaz. Ama er geç kazanan insan, kazanabileceğini düşünendir.

Akılda tutulması gereken sözler;

İnanç başarı için zorunlu olup, inanç bilinçaltına verdiğiniz talimat ile oluşur ve geliştirilir.

İşte kendine güvenene giden yollar, hepsi mevcut gücünüzde bol bol bulunuyor. Şimdi aynı şartların sonucu olarak kendinizi nasıl felakete sürükleyebileceğinizi ya da zafer ve mutluluğa götürebileceğinizi görüyorsunuz.

Hem yoksulluk ve hem de zenginlik düşüncenin sonucudur.

Bizim kabul ettiklerimiz dışında zihnin hiç bir sınırı yoktur.

Formül 2 - ARZU

Hayaller, arzu tarafından eylemlere dönüştürüldüğünde gerçek olur. Hayattan büyük armağanlar isteyin ve onları size vermesi için hayatı yüreklendirin. Paranın amacını anlama yaşına gelen herkes, onu ister. İstemek zenginliği getirmez. Ama zenginliği saplantı haline gelen düşünce yapısı ile arzu etmek, sonra zenginliği elde etmek, için kesin planlar yapmak ve araçlar bulmak, ardından bu planları başarısızlığı tanımayan kararlılık ile desteklemek zenginliği getirecektir.

Zenginlik arzusunu parasal eşdeğerine çeviren pratik adımlar:

Kazanmaya niyetli olduğunuz para miktarını açıkça belirleyip, bunu kazanmak için bir zaman sınırı koyun. Bu para karşılığında ne vermeye niyetli olduğunuzu belirtin. Parayı kazanmak için düşündüğünüz planı açıkça tarif edin ve tüm bunları yazıya dökün. Yazılı iradenizi her gün okuyun, okudukça hali hazırda o paraya sahip olduğunuzu görecek, hissedecek ve inanacaksınız.

Arzunuzu gerçekleştirmek için bir plan yapmanız, hazır olsanız da olmasanız da bu planı uygulamaya koymak için hemen harekete geçin.

İnsanın para kazanmasının şansa, talihe bırakılmayacağını görmesini ve anlamasını mümkün kılacak yeterli hayal gücünü gerektirmektedir. İnsan, şunu fark etmelidir ki, büyük servetleri elde edenlerin hepsi parayı gerçekten kazanmaktan önce belli bir ölçüde hayal kurmuş, ümit etmiş, arzu etmiş, inanmış, dilemiş ve plan yapmış ve uygulamışlardır. Zenginlik yarışındaki bizler, iklim değişikliği ve Pandemi ile birlikte değişen Dünya’nın yeni fikirler, yeni yollar, yeni icatlar, yeni öğretme yöntemleri, yeni pazarlama yöntemleri, yeni televizyon özellikleri, yeni diziler için fikirler talep ettiğini bilmeliyiz. Tüm bu ve daha iyisi, yeni taleplerin ardında, bir insanın kazanmak için sahip olması gereken bir nitelik bulunmakta, bu nitelik insanın belirli amaca sahip olması, ne istediğini bilmesi ve ona sahip olmak için ateşleyici bir arzu duyması gerekir.

Zenginliğe ulaşmak isteyen bizler Dünya’nın doğmamış fırsatlarını, elle tutulmayan, gözle görülmeyen güçlerini uygulamaya sokan insanlar olduğumuzu unutmamalıyız.

“Başarı anlayış dilemeyi gerektirmez. Başarısızlık mazeret kabul etmez, hiçbir başarı tesadüf değildir.”

İlkokul diploması bile olmayan Thomas EDISON elektrikle çalışan bir ampul hayal etti. On binlerce kez yaşadığı yenilgiye rağmen fiziksel gerçeğine dönüştürünceye dek bu hayalin peşinden ayrılmadı. Elektriği ve yüzlerce icadını pratik hayalleri sayesinde gerçekleştirdi.

Hayaller, tembellikten, yetersiz hırstan ve ilgisizlikten doğmaz. Hayatta başarılı olanların kötü bir başlangıçtan yola çıktıklarını ve hedefe varmadan önce birçok kalp kırıcı mücadele geçirdiklerini unutmayın.

Helen KELLER doğduktan kısa bir süre sonra kör, sağır ve dilsiz olmuştur. Büyük talihsizliğine rağmen adını harika bir geçmişin sayfalarına silinmez şekilde yazdırmayı başarmıştı.

Robert BURS, okuma yazma bilmeyen, yoksulluk içinde doğmuş ve alkolik olmuştu. Ünlü bir şair olmayı başarmıştı.

BEETHOVEN, hayatının son yıllarında sağırdı, MILTON kördü, ancak onların isimleri akıllarda kalacak, çünkü onlar hayal ettiler ve hayallerini belli bir düzen içinde düşünceye dönüştürdüler.

Mustafa Kemal ATATÜRK, çocukluğundan itibaren yaşamının sonuna kadar hastalıklarla mücadelesinin yanı sıra yurt içinde ve yurt dışındaki güçlere karşı mücadele ederek ve savaşarak Türkiye Cumhuriyeti Devletini kurmayı başardı.

Gözleri görmeyen Âşık VEYSEL’in eserleri günümüzde şarkılara dönüştürülerek müzik alanında ilk sıralarda yerini aldı.

Ahmet Nazif ZORLU ilkokuldan sonra hayata atılıp, bugün Türkiye’nin en büyük işadamlarından biri olmayı başarması ve diğerleri muvaffakiyetleri örnek alınacak başarılı insanlardır.

Arzu imkânsızı gerçeğe dönüştürür, yeter ki arzulu ve sabırlı olalım ve şunları akıldan çıkarmayalım;

Doğuştan sağır olup, hiç şansı olmadığı halde duymayı öğrenen bir kadının muhteşem bir opera sanatçısı, doktorların ölmesini beklediği hastanın iyileşerek başarıya ulaşması, arzu ve sabır sayesindedir. Arzu, bu insanlara garip ama doğal zihinsel kimya ile yardım eden bir güçtür. Arzu, geçici yenilgiden yeni zaferler üretir.

Büyük bir arzu ile zafere odaklandığımızda geri çekilmek için hiçbir sebebe ihtiyacınız yoktur. Muvaffakiyet kesindir.

Bunun en iyi müşahhas örneği Mustafa Kemal ATATÜRK yaşamı ve veciz sözünde ifade edilmiştir.

“Nerede karşılıklı sevgi ve saygı varsa, orada itimat ve itaat vardır. İtimat ve itaatin olduğu yerde disiplin vardır. Disiplinin olduğu yerde huzur, huzurun olduğu yerde muvaffakiyet vardır.

Muvaffakiyet, Muvaffak olacağım diye başlayan ve muvaffak oldum diyebilenindir.”

ATATÜRK’ün bu veciz güzel sözünü Genel Başkanı olduğum TRAKYA GRUBU’nun başköşesinde asılı olup, her yıl bastırdığımız ajandalara baş sayfasında yer almaktadır. 

Yarının bugünden farklı olmasını isteyen bir kişi, bu günden farklı bazı tutum ve davranışlar benimsemeli.

Yüce peygamberimiz Hz. Muhammed’in veciz sözünü aklından çıkarılmamalıdır:

“İki günü bir olanın bir günü kayıptır.”

(Devam edecek)

Sağlıcakla kalın.

<