ZOR OYUNU BOZAR..
ZOR OYUNU BOZAR..
Bir büyük devlet adamının ön görüşünün değerini göstermek için, Atatürk'ten bir örnek vererek başlamak isterim :
Yıl, 1937, Atatürk oldukça rahatsızdır. Savarona yatında istirahat etmektedir. Zamanın başbakanı Celâl Bayar, kendisini görmeye gelmiştir. Beş yıllık planın hazırlıklarını sunacaktır. Planın hazırlıklarını okur, Ata, halsizliğine karşılık dikkatle dinler ve sonunda : << İyi Celâl Bey, yalnız dünya hızla bir savaşa gidiyor, planı beş yılda uygulamak mümkün olmayabilir, önemli hususları iki yıla sığdırınız. Bir de alacağınız tedbirlerle, İstanbul, bir tarih ve abideler şehri ve Ankara bir devlet merkezi olarak bütün çehreleriyle, bozulmadan tertemiz kalmalıdır >> derler...
Kardeşlerim ;
Buna karşılık sonra ne oldu? İstanbul ve Ankara bugün ne duruma gelmişlerdir?
Yenilen ekmekte göz var, içilen suda göz yaşı ;
Kaçacak bir yer kalmamış, kaplamışlar dağı - taşı.
Bir yeşillik görünse de , ulaşılmadan kuruyor,
Her gün can damarlarını kurtlar kemirip duruyor.
Öyle korkunç bir yarış ki bilen yok nereye, niçin?
Yaşamak yaşamak için, öldürmek öldürmek için.
Çağlar boyu inanılan şeyler birer masal gibi.
Tükendi yolların ucu, göründü suların dibi.
İstanbul ve Ankara gibi!
Yarını hazırlamak, yarının getireceği muhtemel gelişmeleri bir öngörü ile değerlendirmek ve doğacak ihtiyaçlara karşı köklü tedbirleri önceden almak için dünün ve bugünün olaylarını , sosyal, ekonomik ve kültürel akış yönlerini göz önünde tutmak, onlardan ders çıkarmak, ibret almak gerekir. Ülkenin kaderinde rol almış olan, devlet adamlarının başlıca niteliklerinden birisi budur... ÖNGÖRÜ...
Bu öngörü içersin de en önemli konulardan bir tanesi BEKA...
Bir kez daha söylemek yararlı olur, Orta Doğuda, Türkiye üzerinde çeşitli oyunlar oynanmaktadır. Türkiye, Irak, İran ve Suriye sınırlarımızda garnizon terör devleti kurulmak isteniyor.
Ülkenin bütün potansiyel güçlerinin, moralini bozmak ve bölme çabaları devam ediyor. Bazı iç mihraklar da bunlara olanak sağlıyor. İşlerini kolaylaştırmaya çalışıyorlar. Aşırı sol, halklara özgürlük sloganı ile etnik guruplar yaratmaya ve Kürtleri kullanmaya çalışıyor. Yurt bütünlüğünü bozmak istiyorlar.
Lenin'in, halklara özgürlük, sözlerini Sovyet Rusya'da görüyoruz. Oradaki Türklerin, Ermenilerin, Beyaz Rusların nasıl ezildiklerini varlıklarından uzaklaştırıldıklarını, asimile edildiklerini bilmeyen yoktur.
Oyun ciddi. Türkler birlik ve beraberlik içerisinde alt edemeyeceği kirli oyunlar yoktur.
TÜRKLER zor oyunu bozar...
Geleceğin, yarının tedbirleri için, ana çizgileriyle ve fikir olarak acil yapılması gerekenleri şöyle sıralamak gerekir.
-----Her şeyden önce Doğu ve Güneydoğu'da eğitim ve kültür seferberliği yapmak.
-----Bu bölgelere o yörenin öğretmenleri değil, başka yöreden öğretmenler, konferansçılar göndermek veya denetletmek.
-----Halkı Şeyhlerin, tarikatların, cemaatlerin, bölgecilik, Kürtcülük güden siyasi kişilerin etkisinden kurtarmak.
Örneğine bakarsak Cumhuriyet aşamasındaki o dönemde Atatürk'ün deyimiyle irtica ile maskelenen, ona bürünerek başlayan 1925-26 Hain Şeyh Sait ayaklanması ders çıkarılacak bir olaylardır... Halkı, en kolay kandırmanın yolu din istismarıdır.
Bir parti sosyalist de olabilir, fakat yurdu parçalamak bahanesine değil, fikirler beyanı olarak, başka emelde ise iş değişir. Bu bakımdan siyasi partiler; kendi yapılarında Kürtcülük yapanları veya dolaylı yapanları ve bunu aşırı solun basamağı bir aracı yapmak isteyenleri iyi izlemelidirler. Çünkü bizi izleyen, iyi izliyor!
Unutmayalım :
Kendi senaryoları olmayan ülkeler başkalarının yazdığı senaryolarda figüran rolü oynamaya mahkumdurlar.
Tanrı Türkü Korusun.
Saygı ve Sevgilerimle.