ÇOCUKLARI KURTARIN!
Sistemsizlik, lakayitsizlik, umursamazlık, iş bilmezlik, liyakatsizlik, vurdum duymazlık, ahbap çavuş ilişkisi, kendi adamını kayırmaca…
Alt yapılarda ne ararsan var.
O yüzden sporun geleceği için çok fazla umutlanmayın.
Bu kafayla gelişmesi mucizelere bağlı.
Hemen taze taze bir örnek daha size; neden kulüplerden alt yapıları almamız gerektiğinin bir başka kanıtı.
Yine bir büyük spor kulübümüzün alt yapısında gelişiyor olay.
4 yıl evvel kurulan bir takım. 11 yaşında pırıl pırıl çocuklar. Öyle bir takım ruhu oluşuyor ki, çocukların velileri bile kaynaşıyorlar. Dostluk, kardeşlik, dayanışma… Tüm veliler çocukları, kendi evlatlarından ayırmıyor, hangisinin ne ihtiyacı var ise el birliği ile yardımcı oluyorlar. Hatta veliler öncülük yaparak, bu çocukların bir arada okumalarının gelişimleri ver takım ruhunun daha da artacağını düşünerek, birtakım okullar ile görüşmeler yapıyorlar. Kulübünde desteğini aşan veliler, çocukların büyük bir çoğunluğunu burslu olarak okula yerleştiriyorlar.
Bu ortamda çocuklar ilk senelerinde İstanbul şampiyonu, ikinci senelerinde İstanbul 3.sü (takımın en önemli oyuncularında 5 tanesi üst yaşlara verilmişti, yoksa uzak ara yine şampiyon olurlardı), üçüncü senelerinde ise yine İstanbul şampiyonu oldular. Bu branşın takipçileri, profesyonelleri, Türkiye Şampiyonası’na katılacak bu takım için uzak ara şampiyon olacağını düşünüyor ve geleceğin takımı gözü ile bakıyorlar. En az altı, yedi tanesinin bu işi profesyonele kadar taşıyabilecekleri kanaatindeler. Ancak araya pandemi girdiğinden dolayı şampiyona oynanmıyor. Keza antrenmanlar uzun bir süre yapılamıyor.
Peki ne oldu bu takıma?
Anlatayım…
Pandemiden yedi, sekiz ay sonra takım tekrar toplanıyor. Çocukların çoğunluğuna yine okul bursları kulüp tarafından veriliyor. Buraya kadar her şey normal.
Ancak kulüpte birtakım değişiklikler olmaya başlıyor. Bazı koçların yeri değişiyor, bazı yeni koçlar geliyor. Bu yeni gelen koçlar bazı çocuklar getiriyor antrenmanlara. Gelen çocuklar, branşın ne tekniğini ne de taktiğini biliyor.
Ne oluyorsa bundan sonra oluyor.
Geleceğin takımı gözüyle bakılan bu takımdan 10’a yakın çocuk, gelişimleri “yetersiz!” bulunarak gönderiliyorlar. Hem de sezon ortasında, hem de gidebilecekleri diğer takımlarda kadrolarını oluşturmuşken. Gönderirken de “merak etmeyin burslarınız devam edecek” diyorlar.
Peki sonra ne oluyor biliyor musunuz?
Okulların açılmasına 20 gün kala, çocukların burslarını kesiyorlar. 20 gün kala…
Şimdi bu geleceğin takımı gözüyle bakılan takımın dağılmasına mı serzenişte bulunalım, üç yıl boyunca bu kulüp için canla başla mücadele etmelerinin takdir edilmeyip yerlerini oyunu hiç bilemeyen ahbap çavuş ilişkisi ile getirilmiş çocuklara kaybetmelerini mi, yoksa çocukların oynanan eğitimine, gelişimlerine, hayallerine mi bilemedim.
Eyy yetkililer, KURTARIN ÇOCUKLAR…
Amerika’yı yeniden keşfetmeyin…
Amerika’daki sistemi bu ülkede uygulayın.
Bakın son olimpiyatlara, kaç tane takımınız var?
Kazanılan tüm madalyalar bireysel.
Nerede futbol, nerede basketbol, nerede hentbol, nerede kürek?
Biraz voleybol vardı…
Şimdi soruyorum. Başka ne vardı?